Bilal Yiğit, Almanya’dan emekli olduktan sonra Kayseri’ye yerleşen ve 3 çocuk babası olan bir kişiydi. Ancak yakınlarının iddiasına göre son dönemde bunalıma girdi ve sürekli şehirler arası yolcu otobüsleriyle seyahat etmeye başladı.
Bir gün Artvin’den Samsun’a giderken yolculuk sırasında fenalaşan Yiğit, önce Havza Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Buradan da durumu ağırlaştığı için Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Ne yazık ki tüm doktorların çabasına rağmen Yiğit kurtarılamadı ve yaşamını yitirdi.
Yiğit’in ön otopsi raporunda, kanında granit taşı olduğu belirlendi. Otopsi sonucunda, Yiğit’in granit taşını toz haline getirip içtiği düşünüldü ve cenazesi yakınlarına teslim edildi. Ancak, bazı iddialara göre Yiğit’in akrep yediği için öldüğü de konuşulmaya başlandı.
Hulusi Akar Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Yiğit, Kayseri’nin Hasancık Mahallesi’nde toprağa verildi. Ancak cenaze töreni sırasında basın mensupları arasında ve Yiğit’in yakınları arasında arbede yaşandı.
Bilal Yiğit’in ölümü, bunalım sürecinde yaşadığı zorlukları ve sonrasında gelişen olayları gözler önüne serdi. Hayatta kalan yakınları, onun ani ölümü karşısında derin bir üzüntü yaşarken, medyada da geniş yer bulan bu hüzünlü olay, insanların dikkatini çekmeyi başardı. Yiğit’in neden böyle bir sonla karşılaştığı hala tam olarak aydınlatılamamış olsa da, onun ani ve beklenmedik ölümü etrafında birçok soru işareti oluşmuş durumda.
