Milyonlarca emekli, memur ve işçi, yılın son günlerinde maaş zamlarına ilişkin açıklamaları dikkatle takip ediyor. Türkiye’de açlık sınırının 20 bin lirayı, yoksulluk sınırının ise 70 bin lirayı aştığı bir ekonomik ortamda, çalışanların maaşları temel harcamalarını karşılamakta yetersiz kalıyor. Mevcut asgari ücret 17 bin 2 lira, en düşük emekli aylığı ise 12 bin 500 lira seviyesinde bulunurken, hayat pahalılığı, kredi kartı kullanımını ve borç batağını da artırıyor. Buna paralel olarak, memur ve memur emeklileri özellikle seyyanen zam taleplerini her fırsatta dile getiriyor.
Memur Zammında Toplu Sözleşme Etkisi
SSK ve Bağ-Kur emeklilerinden farklı olarak, memur ve memur emeklilerinin maaş zamları, yürürlükteki toplu sözleşme hükümlerine göre belirleniyor. Temmuz ayında gerçekleştirilen zamla, memur ve memur emeklilerinin maaş artışı, enflasyon oranının 5,42 puan altında kaldı.
Türkiye Gazetesi yazarı İsa Karakaş, memur ve memur emeklilerine 2025 yılı için ilk altı ayda %6, ikinci altı ayda ise %5 zam yapılacağını öngörüyor. Karakaş, yıllık enflasyonun %45’in altına düşmeyeceği tahmininde bulunarak, “Ocak 2025’te memur ve memur emeklisi maaşlarında %11 ila %12 arasında bir artışın gerçekleşmesi muhtemeldir” değerlendirmesinde bulundu.
Refah Payı Beklentisi Boşa Çıkıyor
Refah payı tartışmaları da gündemdeki sıcaklığını koruyor. Ancak Karakaş, yazısında, “Kendi kaynaklarımdan edindiğim bilgilere göre memur ve memur emeklilerine açıklanan zam oranlarına ilave olarak refah payı verilmesi beklenmiyor” ifadelerini kullanmış. Bu durum, memur ve memur emeklilerinin Temmuz ayında olduğu gibi Ocak ayında da enflasyon karşısında alım gücünü koruyamayacağı anlamına geliyor. Karakaş, “2025 Ocak ayında memur ve memur emeklilerinin maaşları, en az %4 ila %5 arasında bir oranda yine enflasyonun altında kalabilir” diyerek maaşların reel kaybına dikkat çekiyor.
Tüm bu bilgiler ışığında, memur ve memur emeklilerinin gelecekteki maaş artışları ve alım güçlerinin korunması büyük bir endişe kaynağı. Ekonomik koşulların giderek zorlaştığı bu dönemde, memurların ve emeklilerin yaşam standartlarının nasıl yönetileceği merak konusu olmaya devam ediyor. Ülkedeki artan enflasyon ve hayat pahalılığı, çalışan kesimlerin temel ihtiyaçlarını karşılamada ciddi engeller oluşturuyor. Özellikle memur ve emekli kesimi, maaş artışlarının enflasyon karşısında ne kadar geçerli olacağına dair endişe taşırken, ekonomik istikrarsızlığın yarattığı baskılar altındaki yaşamlarını sürdürme çabası içindeler.