Emine Erdoğan, Birleşmiş Milletler’in (BM) Sıfır Atık Yüksek Düzeyli Şahsiyetler Danışma Kurulu Başkanı olarak, “30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü” etkinliğinde, “Moda ve Tekstilde Sıfır Atığa Doğru” temasıyla gerçekleştirilen programda önemli bir konuşma yaptı. Bu etkinlikte BM Genel Kurulu’ndaki konuşmasının ardından BM Genel Merkezi’nde düzenlenen “Yankılar” isimli serginin açılış programına katıldı.
Etkinlikte Erdoğan’a, BM Medeniyetler İttifakı Yüksek Temsilcisi Miguel Angel Moratinos, Malcolm X Memorial Foundation Başkanı ve Malcolm X’in kızı İlyasah Shabazz, Şule Yüksel Şenler Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Leyla Şahin Usta ve serginin küratörü Yasemin Darbaz Karaca gibi önemli isimler eşlik etti. Erdoğan açılış programında yaptığı konuşmada katılımcılara hoş geldiniz diyerek, bu özel etkinliğin dünya tarihinde insan hakları konusunda iz bırakmış olan büyük şahsiyetler, Şule Yüksel Şenler ve Malcolm X vesilesiyle düzenlendiğini belirtti.
Erdoğan, “Bundan yaklaşık beş yıl önce, Şule Yüksel Şenler’in birinci ölüm yıldönümü anmasında, bir teklifte bulunmuştum. O dönemde, Şule Yüksel Şenler’in, Malcolm X gibi insan hakları konusunda evrensel bir sembol olduğunun altını çizmiştim. Şu anda, Malcolm X’in doğum gününün 100. sene-i devriyesinde bu iki büyük şahsiyetin bir araya gelmesinden dolayı büyük bir mutluluk duyuyorum,” diyerek hislerini dile getirdi.
Emine Erdoğan, günümüzde hoşgörü ortamının giderek zayıfladığına ve nefret atmosferinin teşvik edildiğine dikkati çekti. Evrensel barış mesajları ve hoşgörüyle örülü anlatıların artmasına her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Konuşmasında İslamofobi, yabancı düşmanlığı ve ırkçılık gibi nefret suçlarının sistemik hale geldiğini belirterek, bunların barışın ve güvenliğin önündeki en büyük tehditler olduğunu ifade etti. “Bu hatalara tekraren düşmemek için tarihsel belleğimizi canlı tutmalı ve geçmişten dersler çıkarmalıyız,” dedi.
Erdoğan, Şule Yüksel Şenler’i “İslam coğrafyasında doğmuş, güçlü bir kadın lider ve büyük bir rol model” olarak tanımladı. 1960’lar ve 1970’ler Türkiye’sinde tek tip modernite ideolojisinin hakim olduğu bir ortamda, Şule Yüksel Şenler’in eğitimli dindar kadınlar için yeni bir anlatı oluşturduğunu kaydetti. O dönemde Müslüman kadınların entelektüel olabileceğini gösteren Şenler, Anadolu’da gerçekleştirdiği konferanslarla bir nesli yeniden inşa etti.
Erdoğan, gençliğinde sivil toplum faaliyetleri aracılığıyla tanıştığı Şule Yüksel Şenler’in, ona yeniden inancı, sabrı, azmi, sebatı ve insan sevgisini öğrettiğini kaydetti. Erdoğan, “Onda gördüğüm cesaret ve liderlik ruhu, bugün benim için hâlâ doğru yönü gösteren bir hayat pusulasıdır,” diyerek, Şule Yüksel Şenler Vakfı’nı kurduklarını ve onun mirasını kadınları güçlendirme, gençlerin eğitimi ve sivil toplum hizmetleri gibi projelerle yaşatmayı hedeflediklerini vurguladı.
Erdoğan, Malcolm X hakkında da önemli değerlendirmelerde bulundu. “O, bir ırkın onuru için savaşmış ve cesaretin zirvelerinde kanat çırpmış, müstesna bir ruhtur,” sözleriyle Malcolm X’in adalet arayışını ve insan hakları mücadelesini yüceltti. Malcolm X’in, “Bütün uyuyanları uyandırmaya, tek bir uyanık yeter,” sözüne atıfta bulunarak, onun döneminin ve sonraki nesillerin uyanışına vesile olduğunu ifade etti.
Emine Erdoğan, “Filistin, insanlığ