TASC’ın geleneksel iftar programı, New York’un diplomasi merkezi olarak bilinen Türkevi’nde gerçekleştirildi. Bu önemli etkinliğe, Türkiye Cumhuriyeti Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un yanı sıra, çeşitli diplomatik misyon temsilcileri, Türk-Amerikan toplumu ve Amerikan Müslüman toplumunun üst düzey yetkilileri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.
Bidaha dikkat çekici kılınan bu iftar programında, Emine Erdoğan katılımcılara hitaben bir konuşma yaptı. Erdoğan, konuşmasına misafirlerin Ramazan-ı Şerif’ini kutlayarak başladı ve bu özel ayın, ABD’deki Türk toplumunun birlik ve beraberliğisinin pekişmesine katkı sağlamasını diledi. “Ramazan, ibadetlerle ve tefekkürle, hayatı gözden geçirmenin, başkasına el uzatarak halden anlamanın zamanıdır.” diyerek, bu kutlu ayın kardeşlik ve dayanışma duygularının en üst seviyede yaşandığını vurguladı.
Erdoğan, “Ne kadar uzak olursak olalım, vatan sevgisi bizi birbirimize yakın kılar. Kalplerimizi, vatan toprağı yapar” sözleri ile Türk-Amerikan toplumunun özverili çalışmalarını ve Türkiye’yi temsil etme çabalarını öne çıkardı. Özellikle, 6 Şubat’ta meydana gelen deprem sonrasında Türk-Amerikan toplumunun dayanışma içinde olduğunu belirterek, bunun bir asrın felaketi karşısında duyulan dayanışmanın önemli bir parçası olduğunu ifade etti. “Sizlerin kalbindeki Türkiye aşkını biliyor ve iyi günde, kötü günde, her daim verdiğiniz güçlü destek için her birinize teşekkür ediyorum.” dedi.
Daha sonra, Filistin’de devam eden insanlık dramına dair düşüncelerini ifade eden Emine Erdoğan, Gazze’de birkaç gün önceki sahur vaktinde düzenlenen saldırıda hayatını kaybeden çocukların acısını dile getirdi. “Dünya, çocuklara yönelik katliamların meşrulaştırılabildiği bir dünya halini aldı.” diyerek, savaşların getirdiği yıkımın ve derin trajedinin farkında olduğunu gösterdi. Özellikle çocukların, hayallerinde bile barış dolu bir hayatı arzuladığına dikkat çekti ve onların rüyalarının gerçek olmasını temenni etti.
Emine Erdoğan, insani değerlerin önemine dikkat çekerek, Türkiye’nin savaşların sona ermesi ve kalıcı barışın sağlanması için çalıştığını ve bu amaç doğrultusunda her platformda yer aldığını belirtti. Ayrıca, İslam düşmanlığının artış gösterdiğine ve bununla ilgili istatistikler vererek, toplumların bu konuyu ciddiye alması gerektiğini vurguladı. Özellikle İngiltere’de Müslümanlara yönelik işlenen nefret suçlarında önemli bir artış yaşandığına dikkat çekti.
Erdoğan, Amerika’daki Türk varlığının güçlü olduğunu ifade ederek; “Sizlerin, Amerikan toplumuna entegre olduğunuzu; bu ülkenin ekonomik, sosyal ve kültürel hayatına aktif şekilde katıldığınızı memnuniyetle görüyoruz.” şeklinde konuştu. Ülkede yer alan akademisyenler, sanatçılar ve Nobel Ödüllü bilim insanlarının başarılarından bahsederek, bu bireylerin Türkiye’nin itibarına büyük katkı sağladığını kaydetti. “Hepiniz birer kamu diplomasisi elçisisiniz.” ifadesi ile Türk toplumunun bilgi ve değerlerini en iyi şeklide yansıtmalarının önemine vurgu yaptı.
Sosyal alanlarda olduğu kadar, professionel ağlar kurulmasının önemine de dikkat çeken Emine Erdoğan, bu dayanışmanın daha da güçlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Ayrıca, Türkiye’nin kültürel mirasını anında ön plana çıkararak, evrensel platforma taşıma hedefinin herkes için önemli bir amaç olması gerektiğinin altını çizdi.
Etkinlikler arasında, BM çatısı altında gerçekleştirilen ve Türkiye’den Şule Yüksel Şenler ile Amerika’dan Malcolm X’i buluşturan sergi de dikkat çekti. “Yankılar Sergisi” ismini taşıyan bu serginin 4 Nisan’a kadar ziyaret edilebileceğini belirten Emine Erdoğan, burada iki önemli şahsiyet
