Emine Erdoğan, 22 Mart Dünya Su Günü dolayısıyla Tarım ve Orman Bakanlığı ile Sıfır Atık Vakfı tarafından İstanbul’da düzenlenen “Su Verimliliği Zirvesi” hakkında sosyal medya üzerinden bir paylaşımda bulundu. Bu zirve, su kaynaklarının verimli kullanımı ve koruma konularının ele alındığı önemli bir etkinlik olarak dikkat çekti.
Paylaşımında, iki yıl önce “milli bir sorumluluğu yerine getirmek” amacıyla bir yola çıktıklarını belirten Erdoğan, Tarım ve Orman Bakanlığının öncülüğünde “Ulusal Su Verimliliği Seferberliği” başlatıldığını vurguladı. Bu seferberliğin amacı, Türkiye’de su tasarrufunu artırmak ve su kaynaklarını daha sürdürülebilir bir şekilde yönetmek olarak öne çıkmaktadır.
Dünya Su Günü vesilesiyle yapılan zirvede, belirlenen hedefler ve stratejiler doğrultusunda bir araya gelindiğini ifade eden Erdoğan, Türkiye’nin su stresi altında olan bir ülke olarak gerçeği erteleme lüksü olmadığını belirtti. Bu bağlamda, Türkiye’nin su kıtlığı çeken ülkelerden biri olmaması için fikirlerin, çabaların ve iyi niyetlerin birleştirilmesi gerekliliğine dikkat çekti.
Emine Erdoğan, su verimliliği kavramının toplumun her kesimine, kent yönetimlerinden endüstriye, tarımdan bireysel hayata kadar ulaşması gerektiğini savundu. Su kaynaklarının korunmasının yalnızca bir çevre meselesi değil, aynı zamanda milli bir mesele olduğunun altını çizerken, bu konudaki farkındalığın artırılmasının önemini vurguladı. “Su, emanetimiz, mirasımız, milli meselemizdir” sözleriyle suyun toplum üzerindeki yerini pekiştirdi.
“Yediden yetmişe herkesin Su Verimliliği Seferberliği’nde yer almasını” isteyen Erdoğan, zirve kapsamında imzalanan işbirliği protokolünün ve genel anlamda zirvenin hayırlı olmasını temenni etti. Özellikle Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Programına sağladıkları destekler için teşekkürlerini iletti.
Zirveye yönelik paylaşımlarında, etkinliği ve katılımcıları gösteren fotoğraflara da yer veren Emine Erdoğan, sosyal medyanın gücünü kullanarak toplumsal farkındalık yaratmaya çalıştı. Bu etkinlik, Türkiye’nin su kaynaklarının verimli kullanımı ve korunması adına atılan önemli adımlardan biri olarak değerlendiriliyor.
İki yıl önce başlamış olan bu çalışmanın etkileri ve getirileri, halkın bilinçlenmesi ile birlikte artarak devam etme potansiyeline sahip. Su kaynakları üzerindeki baskıların artması, çeşitli sebeplerle dünya genelinde her geçen gün daha da önemli hale geliyor. Türkiye gibi su stresi yaşayan ülkelerin bu tür projelere daha fazla destek vermesi ve bu doğrultuda adımlar atması, hem gelecek nesiller hem de doğa açısından büyük bir gereklilik olarak öne çıkıyor.
Dolayısıyla, Türkiye’de su verimliliği üzerine atılan adımlar ve gerçekleştirilen zirveler, sadece yerel değil, küresel ölçekte de önemli etkilere sebep olabilir. Emine Erdoğan’ın liderliğinde başlatılan bu seferberlik, toplumun her kesiminde bir bilinç oluşturma hedefini taşırken, aynı zamanda suyun korunmasına yönelik geniş katılımları teşvik etmekte.
Sonuç olarak, 22 Mart Dünya Su Günü etkinlikleri kapsamında yapılan “Su Verimliliği Zirvesi”, yalnızca su tasarrufu konusunda bir farkındalık oluşturmakla kalmayıp, aynı zamanda toplumsal bir seferberlik ruhunun da geliştirilmesine zemin hazırlamakta. Emine Erdoğan’ın bu konudaki söylemleri, Türkiye’de su yönetimi ve verimliliği ile ilgili tartışmaları daha görünür hale getirirken, aynı zamanda sürdürülebilir kalkınma hedefleri