Erciyes Dağı, tarihin derinliklerinden gelen bir zenginliğe sahip olup, milattan önceki dönemlerden itibaren bir tapınak olarak kullanıldığı değerlendirilen özel bir mağarayı barındırmaktadır. Bu mağara, günümüze kadar ayakta kalmayı başarmış ve tarih boyunca farklı inanç sistemlerinin sembolik buluşma noktası haline gelmiştir.
Tarihçi yazar Halit Erkiletlioğlu, Erciyes Dağı’nın yaklaşık 25 milyon yıl önce patlamış bir volkanik dağ olduğunu ifade etti. Erkiletlioğlu, paganizm döneminde insanların, tanrıların bu kutsal dağda yaşadığına inandıklarını belirtti. “Paganizm yani çok tanrılı dinler döneminde, Erciyes Dağı, Olimpos Dağı gibi büyük bir öneme sahipti. Dağın zirvesindeki mağaranın bir tarafı kuzey, bir tarafı güney yönüne açıktır. İçinde Aramice olduğu tahmin edilen yazılar ve nişler bulunuyor. Bu mağara tamamen doğal değil; kısmen insan eliyle açılmış. Zaman zaman pagan rahipleri buraya çıkarak, tanrılarına adaklar sunmuş ve dini ayinler gerçekleştirmişlerdir. Dolayısıyla burası bir ibadet yeri ve kutsal bir mahall olarak kabul edilmiştir. Tarih boyunca, Erciyes’in adı Roma ve Kapadokya dönemlerinde ‘Argeus’ olarak anılmıştır. Bunun yanı sıra, hem Kapadokyalılar hem de Romalılar, Erciyes’i taptıkları bir dağ olarak görmüşlerdir.”
Erkiletlioğlu ayrıca, mağaranın kapalı alanının 20-25 metrekare civarında olduğunu ve hem güney hem de kuzey taraflarının açık olduğunu açıkladı. Erciyes ve zirvesindeki bu mağaranın pek çok Batılı araştırmacının makalelerinde yer aldığına dikkat çekerek, “1890’lı yıllardan itibaren buraya gelen müsteşrikler ve şarkiyatçılar vardı. Onlar, bu özel yer hakkında makaleler yazmışlar. Ayrıca, Erciyes’in resimleri birçok sikkede de görülebilmektedir.” dedi. Öte yandan, 381 yılında 1. Theodosius döneminde Roma İmparatorluğu’nun resmi dininin Hristiyanlık olması ve diğer dinlerin yasaklanmasıyla, paganizmin de yasaklandığını belirtmiştir. Bu yasakların ardından, Erciyes’e çıkmanın da yasaklandığını vurguladı.
Dağcı Mustafa Eliaçık, mağarayı görmek için zirveye tırmananlara rehberlik ettiğini ifade etti. Eliaçık, “Erciyes, 3917 metre yüksekliğiyle bu tapınağı zirveye taşıyor. Türkiye’nin farklı yerlerinden burayı merak eden insanlar geliyor ve biz de onlara bilgi veriyoruz.” dedi. Eliaçık, ayrıca bu özel yerin tapınak ve sığınak olarak da kullanıldığını belirtti.
Dağcı Hasan Ali Şahin ise, defalarca zirveye tırmandığını ve maceraperestlerin bu mağara için tırmanış gerçekleştirdiğini aktardı. “Erciyes’in tepesinde, çok bilinmeyen bir mağara var. Bu mağara, geçmişte tapınak olarak kullanılmış ve içinde çeşitli yazılar bulunmaktadır. Mağaranın ön kısmında büyük bir giriş var, arka kısmı ise Kayseri yönüne bakan küçük bir yüzey şekline sahip. El işçiliği ile yapılmış bu yapının, insanlar tarafından tırmanılması büyük bir başarıdır. Günümüzde hala bu yer sığınağımızdır; kötü hava koşullarında burası dağcıların sığınabileceği bir yer haline gelmiştir.” şeklinde konuştu.