Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem’in İfade Verme Süreci
Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun katıldığı eylemlerde yer alması nedeniyle 2025 yılının 4. ayında savcılıkta ifade vermek üzere çağrıldı. Erdem, “15,5 milyon oy alan Cumhurbaşkanı Adayımız ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu’nun haksız yere tutuklanmasının ardından gerçekleştirilen demokratik bir eyleme, anayasal hakkımı kullanarak katıldığım için ifadeye çağrıldım.” şeklinde açıklamada bulundu. Erdem, bu ifade verme sürecinin Zonguldak Adliyesi’nde saat 10.00’da gerçekleştiğini belirtti.
Erdem’in bu ifadeye çağrılması, Türkiye’deki siyasi iklimin gerildiği bir döneme denk geliyor. 2025 yılında yaşanan bu olaylar, Türkiye’nin demokratik yapısına yönelik sorgulamaları da beraberinde getiriyor. Erdem, “Emeğin ve madencinin başkenti Zonguldak’ın bir evladı olarak, her zaman halkın yanında, hukukun üstünlüğünden yana olmaya devam edeceğim.” diyerek halkının yanında yer alacağının altını çizdi.
Başkan Erdem, İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından gerçekleştirilen eylemin temelinde, halkın iradesine ve demokrasiye sahip çıkmanın yattığına vurgu yaptı. “Halkın iradesine ve demokrasiye sahip çıkmak suç değildir!” ifadelerini kullandı. Bu süreçte yaşadığı zorluklar ve dayanışma için teşekkürlerini de ileten Erdem, başta Zonguldak halkı olmak üzere birçok siyasetçiye de desteklerinden dolayı minnettar olduğunu belirtti.
Erdem, “Bu süreçte beni yalnız bırakmayan başta Zonguldak halkımıza, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcımız ve Zonguldak Milletvekilimiz Sayın Deniz Yavuzyılmaz’a, Zonguldak Milletvekilimiz Sayın Eylem Ertuğrul’a, İl Başkanımız Sayın Devrim Dural’a, İlçe Başkanımız Sayın Osman Zaimoğlu’na, diğer ilçe ve belde belediye başkanlarımıza ve Cumhuriyet Halk Partisi İl/İlçe örgütümüze gönülden teşekkür ediyorum. Birlikte güçlüyüz!” ifadeleri ile dayanışmanın önemine dikkat çekti.
Bu olaylar, Zonguldak’taki siyasi atmosferi ve Türkiye genelindeki muhalefet anlayışını derinden etkileyebilir. Zonguldak, tarihsel olarak köklü bir işçi hareketine ve madencilik geçmişine sahip bir bölge olarak biliniyor. Bu durum, yerel siyasette ki etkinliği ve sosyal hareketliliği artıran faktörlerden biri olmaktadır. Tahsin Erdem, bu kimliğiyle Zonguldak halkının taleplerine karşı her zaman duyarlı olacağını ifade etti.
Kısa bir zaman diliminde, Türkiye’nin demokrasi ve insan hakları konusundaki durumu yeniden sorgulanmaya başlandı. Geçmişte farklı dönemlerde çeşitli baskılara maruz kalan muhalefet partileri, bu günlerde de benzer sorunlar ile karşı karşıya kalıyor. Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel stratejisi içinde demokrasi ve insan hakları mücadelesi ön plandadır. Erdem’in bu noktada verdiği ifade, yalnızca kişisel bir durum değildir; bu durum, Türkiye’deki kamuoyunun da dikkatini üzerine çekmektedir.
Uzun vadede, bu ve benzeri olayların hem yerel hem de ulusal düzeyde yankı