“`html
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, G-20 Liderler Zirvesi sonrası düzenlenen basın toplantısında dikkat çekici ve önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, uluslararası kuruluşların savaşlar, doğal felaketler ve zulümler karşısında iflas etmek üzere olduğunu belirtti. Bu kuruluşlar arasında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) ön plana çıktığını ifade eden Erdoğan, BMGK’nın sadece beş daimi üyenin çıkarlarını gözeten elitist bir yapıya dönüştüğünü ve bu durumun küresel istikrarı tehdit ettiğini belirtti. Erdoğan, “Dünya beşten büyüktür.” diyerek BMGK’nın reform edilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Erdoğan, özellikle İsrail’in Gazze’deki uygulamalarını eleştirerek, uluslararası toplumun Gazze’deki zulme yeterince duyarsız kaldığını dile getirdi. Gazze’deki insani durumun felaket düzeyine ulaştığını ve bölgedeki insanların yüzde 96’sının sağlıklı gıda ve suya erişimden mahrum kaldığını ifade etti. Bu durumu “açık hava hapishanesi” olarak tanımlayan Erdoğan, Gazze’ye yapılan insani yardım girişimlerinin durdurulmasının bir insanlık suçu olduğunu belirtti. Yüz binlerce mazlumun açlık ve su sıkıntısı yaşadığına dikkat çekerken, bu durumu yalnızca Türkiye’de değil, tüm dünyanın kalbinde hissettiğini vurguladı.
“Savaşın kazananı olmaz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, G-20 bildirgesinde Gazze’ye dair güçlü ifadelerin yer aldığını dile getirdi. Bu bağlamda, Lübnan’daki tırmanışla ilgili derin endişe duyulduğunu ve Gazze’ye insani yardımların önündeki engellerin kaldırılması yönünde çağrıda bulunulduğunu ifade etti. Erdoğan, Türkiye’nin hiçbir ülke veya inançla sorunu olmadığını, sorunlarının sadece katliam ve işgal politikalarına karşı olduğunu belirtmiştir. Ayrıca, İsrail’e silah ve mühimmat sevkinin durdurulması amacıyla 52 ülke ve iki uluslararası kuruluşun imzasıyla ortak bir mektup yayımladıklarını açıkladı.
Türkiye’nin bu süreçte Filistin ve Lübnan’a yönelik yardım faaliyetlerinin altını çizen Erdoğan, 86 bin tonluk yardım miktarıyla Filistin’e en fazla destek olan ülkeler arasında yer aldıklarını ifade etti. Lübnan’a da 1.300 tonun üzerinde yardım gönderdiklerini belirten Cumhurbaşkanı, Filistin meselesinde Türkiye ile aynı hissiyata sahip Brezilya’nın açlığa karşı mücadelesini de takdir ettiğini ekledi.
Rusya-Ukrayna Savaşı’na da değinen Erdoğan, İstanbul sürecinin tarihi bir fırsat sunduğunu ancak bu fırsatın değerlendirilemediğini dile getirerek savaşın faturası ile gıda ve enerji krizinin tüm insanlığa kesildiğinin altını çizdi. Türkiye’nin, taraflar arasında kolaylaştırıcı bir rol üstlenmeye hazır olduğunu belirterek barışın sağlanması adına her türlü çabayı göstereceklerini ifade etti.
Toplantı sonrası gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in zulmünün Lübnan’a da yansıdığını ve Türkiye’nin bu konuda mazlumların yanında durmaya devam edeceğini belirtmiştir. Ayrıca, BRICS sürecine dair çalışmaların sürdüğünü ve bir noktaya gelindiğinde gerekli yanıtı vereceklerini ifade etti. Nükleer silahların kullanılmasının olumsuz sonuçlar doğuracağına dair endişelerini dile getiren Erdoğan, hemen bir ateşkes sağlanması temennisinde bulundu. Son olarak, Türkiye’nin İsrail ile ticari ilişkilerini kestiklerini ve İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’un COP zirvesi için Azerbaycan’a gitmesi için Türk hava sahasını kullanmasına müsaade etmediklerini belirtti.
“`