Başkan Recep Tayyip Erdoğan, İtalya Savunma Bakanı Guido Crosetto‘yu kabul etti. Bu önemli görüşme, AK Parti Genel Merkezi‘nde gerçekleşti. Kabulde, Türkiye’nin Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler de yer aldı. Görüşme, iki ülke arasındaki savunma işbirliğinin pekiştirilmesi açısından büyük önem taşıyor.
Görüşmede, Türkiye ile İtalya arasındaki mevcut askeri işbirlikleri ve gelecekteki ortak projelerin yanı sıra, bölgesel güvenlik konuları da ele alındı. Özellikle, Akdeniz ve Orta Doğu bölgesindeki güvenlik dinamikleri hakkında fikir alışverişinde bulunuldu. İtalya’dan gelen heyetin, Türkiye’nin savunma sanayiindeki gelişmeleri yakından takip ettikleri ve ortak projelerde yer almak istedikleri ifade edildi.
Başkan Erdoğan, Türkiye’nin savunma sanayisini güçlendirme çabalarını ve bu kapsamda yapılan çalışmaların önemini dile getirdi. İtalya’nın bu süreçte nstratejik bir ortak konumda olduğuna vurgu yaptı. Crosetto da Türkiye ile işbirliğini derinleştirmeyi arzuladıklarını belirtti ve iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlenmesi için çabalarının süreceğini dile getirdi.
Bu görüşmenin ardından Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda gerçekleştirilen basın toplantısında, Erdoğan ve Crosetto, ortak projelerin hızlandırılması için gerekli adımların atılacağını ve karşılıklı güvenlik tehditlerine karşı dayanışmanın artırılacağını açıkladılar. Ortaklaşa eğitim programlarının geliştirilmesi ve iki ülkenin savunma sanayisinde işbirliklerinin arttırılması vurgulandı.
Erdoğan, Türkiye’nin İtalya ile olan askeri işbirliği çerçevesinde, çeşitli askeri teçhizat ve teknoloji transferine açık olduklarını ifade etti. Ayrıca, İtalya’nın Türkiye’deki savunma sanayi projelerine yatırımlarını artırmasının her iki ülkenin de yararına olacağını belirtti.
Sonuç olarak, bu görüşme savunma alanında sadece iki ülkenin ilişkilerini değil, aynı zamanda bölgesel güvenlik dinamiklerini de etkileyecek stratejik bir adım olarak değerlendirilmektedir. İki taraf da, uluslararası güvenliğin sağlanması amacıyla işbirliklerini sürdürme kararlılığını vurguladı. Böylece, başta Akdeniz bölgesi olmak üzere, güvenliği tehdit eden her türlü unsur karşısında birlikte hareket etme isteği açıkça ortaya konmuştur.
