Son yıllarda Suriye’de yaşanan iç savaş, birçok masum sivilin hayatını kaybetmesine ve acı çeken ailelerin oluşmasına neden oldu. Bu bağlamda, 13 yıl boyunca sivillere bombalı saldırılar düzenleyen Suriye Devleti Başkanı Beşar Esad ve diğer sorumlulara karşı önemli bir adım atıldı. Avukat Gülden Sönmez, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak, bu kişilerin yaptığı eylemlerle ilgili olarak soykırım suçu iddiasında bulundu.
Başvuruda öne çıkan hususlardan biri, Sednaya Cezaevi’nde yaşanan zulümlerdir. Bu cezaevinde tutuklu bulunan sivillere yönelik işkence ve insanlık dışı muameleler, uluslararası hukuk açısından büyük bir suç teşkil ediyor. Sönmez, Esad’ın ve onun yönetimindeki diğer sorumluların, uluslararası standartlara aykırı bir şekilde hareket ettiklerini belirtti. Söz konusu olayların, savaş suçu ve insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamına girdiği ifade edildi.
Ayrıca, Sönmez’in yaptığı suç duyurusunda, Esad ve diğer sorumluların Interpol tarafından yakalanması ve yargı önüne çıkarılması talep edildi. Uluslararası hukukta, soykırım, savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar gibi eylemlerin cezalandırılması için çeşitli mekanizmalar bulunmaktadır. Bununla birlikte, Esad rejiminin uluslararası alanda sıkça eleştirilmesine rağmen, çok fazla dikkat çekici bir hukuki ilerleme kaydedilmediği düşünülüyor.
Sönmez, ayrıca bu başvurunun sadece bir başlangıç olduğunu, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) de başvuru yapacaklarını duyurdu. UCM, savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçları yargılamak amacıyla kurulan uluslararası bir mahkeme olarak biliniyor. Sönmez’in, Suriye’de yaşanan savaşın bir sonucu olarak sürdürülen zulüm ve baskıyı uluslararası mahkemeler nezdinde tescil ettirmeyi amaçladığı görülmektedir.
Esad’ın yönetimi altında Suriye’de yaşananlar, dünya genelinde pek çok insan hakları savunucusunun gündeminde önemli bir yer tutmakta. Sürekli artan ölüm oranları, kitlesel göçler ve insanlık dramları, uluslararası toplumun dikkatini çekmiş olsa da, adaletin sağlanması konusunda atılan adımlar yetersiz kalmış gibi görünüyor. Bu durum, adalet arayışında olanların umudunu kırmakta ve Suriye’de barışın sağlanmasını daha da zorlaştırmaktadır.
Nihayetinde, bu suç duyurusu, Esad ve onun yönetiminin gerçekleştirdiği eylemlerle ilgili olarak hesap verme mekanizmalarının devreye sokulması açısından önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir. Uluslararası topluma düşen görev, bu tür tecavüzleri önlemek ve masum sivillerin yaşadığı acılara son vermek için gerekli adımları atmaktır. Sönmez’in başvurusunun sonuç vermesi, Suriye halkı için umut verici bir gelişme olabilir. Ancak adaletin yerini bulması için daha çok çaba ve uluslararası iş birliği gerekmektedir.
