Yerel seçim çalışmaları hızla devam ederken, seçimin odak noktası şehirlerin depreme dayanıklı hale getirilmesi ve çevre sorunlarıyla ilgilenilmesi olmuştur. Bu bağlamda, AK Parti’nin “Dirençli Şehirler” projesi ön plana çıkmaktadır ve özellikle İstanbul için acil öneme sahiptir. Ancak, ne yazık ki İstanbul’un bu acil ihtiyacı seçim kampanyalarının merkezinde yeterince yer almamaktadır. CHP’li siyasetçiler ise gündemi değiştirmek için çaba göstermektedir. Bununla birlikte, bir belediye başkanının kararlılığı ve güveni sayesinde birçok şeyin değiştirilebileceği açıktır. İstanbul’da Esenler örneği bu durumu kanıtlamaktadır.
Esenler’de, depreme karşı gerçek bir “dönüşüm devrimi” yaşanmaktadır. Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu’nun liderliğinde, ilçenin dönüşümü büyük bir kararlılıkla sürdürülmektedir. Kentsel dönüşüm projesi kapsamında bugüne kadar 60 bin konut yıkılmış ve yenilenmiştir. Esenler artık daha yeşil alanlara, kültür merkezlerine ve spor sahalarına sahip bir ilçe haline gelmiştir. Başkan Göksu’nun liderliği altında, Esenler’de olası bir deprem durumunda halkın devlete bel bağlamasının önüne geçmek amaçlanmaktadır.
Diğer yandan, İstanbul’u İstanbul yapan Marmara Denizi’nin kirliliği de endişe vericidir. Marmara’nın kirlenmesinde büyük rol oynayan faktörler arasında İstanbul’un atık sularının önemli bir yer tuttuğu belirtilmektedir. Marmara Belediyeler Birliği Başkanı ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’ın verdiği bilgilere göre, Marmara’ya verilen atık suların yüzde 53’ü biyolojik arıtmayla, geri kalan yüzde 47’si ise ön arıtmayla verilmektedir ve bu atıkların önemli bir kısmı İstanbul’dan gelmektedir.
İmamoğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu tarih olan 6 Kasım 2019’da, İstanbul’un atık sularının Marmara Denizi’nin temizliğine katkı sağlayacak biyolojik arıtma sistemi için yapılan temel atma törenini iptal etmesi eleştirilere neden olmuştur. Bu kararın ardından, Marmara Denizi’nin kirliliğinin artmasıyla ilgili endişeler de artmıştır. Bu durum, Esenler’deki dönüşüm projeleri ile İstanbul’un Marmara Denizi’nde yarattığı çelişkiyi gözler önüne sermektedir. İki farklı belediyecilik anlayışı arasında, şehircilik ve çevre konularında ciddi farklar bulunmaktadır.
