“`html
31 Mart 2024 seçimlerinde seçmenlerin %49’unun oyunu alarak Esenyurt Belediye Başkanı seçilen Prof. Dr. Ahmet Özer, geçtiğimiz çarşamba gecesi tutuklanarak yerini kayyum atanan bir yöneticiye bıraktı. Bu olay, yerel yönetimlerdeki siyasi iktidarın gerilimini artıran önemli bir gelişme oldu.
Gözaltı, tutuklama ve kayyum atama işlemlerine karşı tepkiler hızla yükselmekte. Bu durum, CHP Genel Başkan Yardımcıları Gökan Zeybek, Suat Özçağdaş, Aylin Nazlıaka ve Sevgi Kılıç’ın, CHP İstanbul Milletvekili Ali Gökçek ile birlikte oluşturduğu CHP heyetinin, bu sabah Esenyurt Belediyesi önünde toplanarak seslerini duyurmaya çalışmalarıyla daha da belirgin hale geldi. Bu tür eylemler, muhalefetin, siyasi partilerin ve özellikle CHP’nin, yerel yönetimler üzerindeki kayyum uygulamalarına karşı duruşlarını pekiştirdiği bir durumu ifade etmekte.
GÖKÇEK’E MÜDAHALE
Anılan CHP heyeti, Esenyurt Belediyesi binasına girmek için girişimde bulunmuşken, bu esnada polis ekipleriyle aralarında arbede yaşandı. CHP İstanbul Milletvekili Ali Gökçek’e yönelik yapılan polis müdahalesi, basın mensupları tarafından an an kaydedildi. Gökçek’in ile polis arasında yaşanan bu gerilim anı, ülkede demokratik hakların ve özgürlüklerin nasıl bir tehdit altında olduğunu da gözler önüne serdi. Bu tür müdahale ve arbede olayları, muhalefet partileri için önemli bir tartışma konusu haline geldi.
Yaşananlar, Türkiye’deki siyasi ortamı ve yerel yönetimler üzerindeki kontrol mekanizmalarını yeniden sorgulama gerekliliğini ortaya koyuyor. Yerel hakların ihlaline yönelik tepkiler, sadece Esenyurt’la da sınırlı kalmayıp, ülke genelinde benzer durumlarla karşılaşan diğer yerel yönetimlere de bir dayanışma çağrısı niteliği taşımakta. Her ne kadar iktidar, bu tür kayyum atama süreçlerini kamu düzenini sağlamak amacıyla yapsa da muhalefet bu uygulamaları demokrasinin ve yerel yönetimlerin elden alınması olarak yorumlamaktadır.
Bu bağlamda, CHP’nin Esenyurt’taki eylemi sadece yerel bir durumu yansıtmakla kalmayıp, Türkiye genelinde benzer sorunları olan diğer illere de bir gönderme yapmaktadır. Siyasi partilerin, özellikle muhalefet blokunun bu tarz tehditler ve baskılara karşı nasıl bir tutum sergileyeceği, ilerleyen günlerde daha da belirginleşecektir. Her ne olursa olsun, yerel yönetimlerin bağımsızlığı ve demokratik katılım hakkının güvence altına alınması konusunda atılacak adımlar büyük önem taşımaktadır.
“`
