CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, İstanbul Milletvekili Yunus Emre ve Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ile partililer, Esenyurt Belediyesi önünde toplandı. Bu buluşma, Ahmet Özer’in tutuklanarak Esenyurt Belediye Başkanlığı görevinden alınmasını protesto etmek amacıyla gerçekleştirildi. Adem, burada yaptığı konuşmada Ahmet Özer’in “hukuksuz ve mesnetsiz iddialarla” cezaevinde olduğunu vurgulayarak, bu durumun kabul edilemez olduğunu ifade etti.
Erhan Adem, bu olay karşısında yapılması gerekenin halkın oylarıyla seçilmiş olan belediye başkanının görevine geri dönmesi olduğu belirtti. Ayrıca, belediye meclis üyeleriyle birlikte Esenyurt’u İstanbul’un gözbebeği yapmak için mücadele etmeleri gerektiğini ifade etti. “Bizim görevimiz bu,” diyen Adem, memleketin ve vatandaşın tüm sorunlarını çözmek amacıyla orada bulunduklarını, ancak ne yazık ki sandıkta kazananların, farklı yollarla bu süreci baltalamaya çalıştıklarını söyledi.
Aynı zamanda CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır da Esenyurt’un sahipsiz bırakılmayacağına dair güçlü bir mesaj verdi. Bugün, 4 milletvekili, Genel Başkan Yardımcısı, parti meclis üyeleri, ilçe başkanları ve belediye meclis üyeleriyle birlikte belediye önünde olduklarını belirten Başarır, birlik ve dayanışma vurgusu yaptı. “Birlikte olacağız, beraber olacağız, güçlü olacağız, direneceğiz, biz kazanacağız” şeklinde konuşarak, topluluk üyelerine cesaret ve motivasyon kaynağı oldu.
Toplanan grup, aynı zamanda yerel politikadaki adaletsizliklere ve hukukun üstünlüğü ilkesinin ihlaline karşı bir duruş sergilemiş oldu. Ahmet Özer’in tutuklanmasını bir hak ihlali olarak gören CHP temsilcileri, bu olay üzerinden hem adaletin tecellisi hem de demokratik süreçlerin işletilmesi noktasında kamuoyuna mesaj vermek istediler. Bu protesto ile CHP, Esenyurt özelinde Türkiye genelinde de hukuksuzluklara karşı duruş sergilediğini bir kez daha gösterdi.
Protesto sonrası, CHP yönetimi tarafından yapılan açıklamada, Ahmet Özer’in yaşadığı durumun sadece kişisel bir sorun olmadığı, aynı zamanda demokratik bir iradenin yok sayılması anlamına geldiği belirtildi. Bu bağlamda, Esenyurt’un halkın iradesinin bir yansıması olduğunun altı çizilerek, belediye başkanlıklarına atanan isimlerin halk tarafından seçilmesinin önemine vurgu yapıldı. Kısacası, bu tür uygulamaların demokrasiye ciddi zararlar verdiği, halkın iradesinin yok sayılmaması gerektiği vurgulandı.
Bu eylem, CHP’nin sadece yerel düzeyde değil, genel siyasette de kendini gösteren bir mücadele alanı olarak değerlendiriliyor. Yerel yönetimlerde yaşanan bu tür olayların bedelinin sadece bireysel değil, toplumsal düzeyde ağır olduğuna dair bir farkındalık yaratmayı amaçlayan CHP, bu tür geniş katılımlı eylemlerle kamuoyunu bilgilendirmeyi ve harekete geçirmeyi hedefliyor. Sonuç olarak, CHP demokrasi ve hukuk mücadelesini sürdürmeye kararlı.
