Esenyurt’ta emlakçılık yapan ve diyaliz hastası olan 30 yaşındaki Şeyhmus Süsli, 09 Mart 2025 günü saat 21:00 sularında, bir arkadaşıyla buluşacağını belirterek evinden ayrıldı. Genç adam, sahur vakti geri döneceğini söylemesine rağmen bir daha evine dönmedi. Aile, endişelenerek durumu hemen polise bildirdi ve kayıp başvurusunda bulundu. Olayın aydınlatılması için başlatılan soruşturma sürecinde polis ekiplerinin çalışmaları sonucunda, 16 Mart 2025 tarihinde şüpheliler Ş. E. ve M. E. isimli şahıslar, Esenyurt Asayiş Büro Amirliğine giderek, ihbarda bulunacaklarını beyan ettiler.
Korktukları İçin Cesedi Boş Arazide Attılar
Yapılan görüşmeler neticesinde, M. E. ifadesinde, maktul Şeyhmus Süsli’nin 08 Mart 2025 tarihinde yanlarına geldiğini ve aşırı alkollü olduğunu, diyaliz hastası olduğunu bildiklerinden dolayı neden alkol tükettiğini sorduğunu ifade etti. Daha sonra Ş. E. isimli şahsın yanlarından ayrıldığını söyledi. M. E. ayrıca, Şeyhmus ile birlikte çatı ustası olan arkadaşı S. A. ile beraber, olayın meydana geldiği adreste hem malzeme deposu hem de işyeri olarak kaldıklarını belirtti. 09 Mart 2025 sabahı, S. A. uyandığında Şeyhmus’un, uyuduğu kanepe üzerinde ölü halde bulduğunu ve hemen Ş. E. isimli şahsı aradığını söyledi. Daha sonra korktukları için, Ş. E. adına ait araçla Şeyhmus’un cesedini Arnavutköy Hadımköy Mahallesi’ndeki boş bir araziye attıklarını iddia etti.
Polis ekipleri, şüpheli şahıslarla birlikte yaptıkları yer gösterme işlemi sırasında, maktul Şeyhmus Süsli’nin cesedini Hadımköy Mahallesi’nde bulundu. Ancak ceset, çürümeye başladığı için olay yerinde işlem yapılamadı. Ş. E. ve M. E. isimli şahıslar, kasten öldürme suçundan gözaltına alındı. Ayrıca, durumu öğrendiğini söyleyen işyeri sahibi S. A. da suçu bildirmeme suçundan gözaltına alındı.
Yapılan detaylı çalışmalarda, 08 Mart 2025 tarihinde Şeyhmus Süsli’nin babasının Esenyurt’ta kayıp ilanı verdiği tespit edildi. Bu süreç, ailenin endişesinin ne kadar derin olduğunu ortaya koydu.
Şüpheli şahısların emniyetteki işlemleri devam etmektedir. Olayla ilgili daha fazla bilgi ve delilin elde edilmesi için soruşturma yapılmaya devam ediliyor. Ailenin yaşadığı acı ve kayıplar, toplumun dikkatini bu tür olayların ciddiyetine çekiyor. Böyle bir olayın yaşanması ve sonuçlarının bu şekilde gelişmesi, toplumda derin bir üzüntü ve endişeye yol açmaktadır.
İnsan hayatının bu kadar kolayca sona erdirilmeye çalışılması, sosyal dinamikler üzerinde de önemli etkiler yaratmaktadır. Ailelerin kayıp başvurusu yaparken yaşadığı zorluklar ve sonrasında gelen bu tür olaylar, toplumun ruh halini zorlayan bir durum haline geliyor. Olayın yaşandığı günlerden itibaren, güvenlik güçleri tarafından yapılan çalışmalar ve araştırmalar, pek çok kişinin gözü önünde gerçekleşmiştir. Sonuç olarak, böyle bir olayın farkında olarak yaşamaya ve bu tür durumlarla başa çıkmaya çalışmak, toplumun önemli bir görevi haline getirmektedir.