“`html
Korkunç cinayet geçtiğimiz yıl Kasım ayında Esenyurt’ta yaşandı. Sadık Aras kendisini aldattığını düşündüğü eşi Filiz Aras ile tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine Filiz Aras, evden ayrılmak istediğini belirtti. Ancak buna izin vermeyen ve öfkeli haliyle eşine şiddet uygulamaya başlayan Sadık Aras, Filiz Aras’ı yatakta boğarak öldürdü. Bu korkunç olayın ardından Sadık Aras, hemen polis ekiplerini arayarak “Karımı öldürdüm. Gelin beni alın” diyerek ihbarda bulundu.
Olay yerine intikal eden polis ve sağlık ekipleri, Filiz Aras’ın hayatını kaybettiğini belirlediler. Zanlı Sadık Aras ise, polis ekipleri tarafından gözaltına alındı. Emniyetteki işlemleri tamamlanan şüpheli, sevk edildiği Büyükçekmece Adliyesi‘nde tutuklandı ve cezaevine gönderildi.
AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPSİ İSTENDİ
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından cinayete ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı. Cumhuriyet savcısı, hazırladığı fezlekede Sadık Aras’ın “eşi kasten öldürmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapsini talep etti. Fezleke iddianame düzenlenmesi amacıyla Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı‘na gönderildi. Soruşturma kapsamında ifadesi alınan Sadık Aras, “Beni kuzenim olan B.A. isimli şahısla aldattığını düşünüyorum. Benden gizli telefon görüşmeleri yaptı” şeklinde konuştu.
Sadık Aras, devamında “Telefonu elinden hiç bırakmadı. Bunun üzerine aramızda bir tartışma çıktı. Telefonu elinden almaya çalışırken bana yumruk attı. Bunun üzerine kendimi kaybettim. Boğazını sıktım ve sonrasını hatırlamıyorum. Polisi arayarak kendimi ihbar ettim” dedi. Bu ifadeleri, cinayeti işlediğinin ve olay anındaki ruh halinin nasıl olduğunu ortaya koyuyor.
Bu trajik olay, sadece failin değil, mağdurun da hayatının sona ermesine neden olmuş, ailelerini ve çevresini derinden etkilemiştir. Kadına yönelik şiddetin bir kez daha ortaya çıktığı bu olay, toplumda bu konudaki duyarlılığın artırılması gerektiğini bir kez daha vurgulamaktadır. Türkiye’de kadın cinayetleri ile ilgili son yıllarda artan vakalar, toplumsal bir sorunu gözler önüne seriyor.
Sadık Aras’ın cinayeti, sadece kendi eşiyle olan ilişkisini değil, aynı zamanda toplumda var olan genel bir tahribatı da göstermektedir. Kadına yönelik şiddet, hala pek çok ailede gizli kalan bir sorun olmaya devam etmektedir. Yalnızca bu tür olayların önüne geçilmesi için değil, aynı zamanda bu olayların sonucundaki adaletin sağlanması için de toplumsal bir oluşum şarttır.
Özellikle sosyal medya ve yerel haberlerde bu tür cinayetlerin sıklıkla gündeme gelmesi, bireylerin bu durumu normalleştirmesine yol açabilir. Bu nedenle, bireylerin hem kendi ilişkilerinde hem de toplum içerisinde bu tür davranışları kınamaları ve karşı durmaları büyük önem taşımaktadır. Madde bağımlılığı, psikolojik sorunlar veya sıkıntılar gibi faktörler, çoğu zaman bu tür cinayetlerin arka planında yatmakta. Sorunun kökenine inmeden sonuçla başa çıkmak mümkün değildir.
Mahkeme süreçleri ve cinayetlerin ardından yaşanan tartışmalar, mağdur ailelerin ve toplumsal genel görüşlerin de etkilenmesine yol açmaktadır. Her cinayet bir başka hayatı sona erdirdiği için, bu konuda farkındalığın teşvik edilmesi gerekmektedir. Birçok kadın, benzer durumlarda yardım talep etmek yerine sessiz kalmayı tercih etmekte. Böylelikle, bu tür cinayetlerin işlenmesine zemin hazırlanmaktadır.
Bu tür olayların sonrasında mağdurun anısı yaşatılmalı, toplumda
