İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, PKK/KCK silahlı terör örgütünün faaliyetlerinin engellenmesi ve deşifre edilmesini amaçlayan kapsamlı bir soruşturma başlatmıştır. Bu çerçevede, 1992 yılında Bitlis’ten örgütün kırsal alan yapılanmasına katılan ve 1995 yılında etkisiz hale getirilen Gülşen Atalmış isimli şahıs için bir anma etkinliği düzenlendiği tespit edilmiştir. Anma etkinliği, DEM Parti Esenyurt İlçe Binası’nda gerçekleştirilmiştir.
Etkinlik sonrası, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından konuya ilişkin bir operasyon düzenlenmiştir. Yapılan aramalarda, sözde anma etkinliğinde kullanılan materyallere, çok sayıda yasaklı yayına ve terörist elebaşının fotoğraflarına el konulmuştur. Operasyonun ardından Esenyurt DEM Parti İlçe Eş Başkanları Abdullah Arınan ve Rojda Yılmaz yakalanarak gözaltına alınmıştır.
EŞ BAŞKANLARA TUTUKLAMA TALEBİ
Gözaltına alınan şüpheliler, emniyetteki işlemlerinin tamamlanması sonrasında, Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edilmiştir. Burada, Savcılığa ifade veren şüpheliler, ‘silahlı terör örgütü üyesi olmak’ ve ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçlamalarıyla tutuklama talebiyle nöbetçi hakimliğe çıkarılmıştır. Bu süreç, Türkiye’deki terörle mücadele çerçevesinde önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir.
Soruşturma, Türkiye’deki terör örgütlerine karşı yürütülen mücadele kapsamındaki prosedürlerin titizlikle uygulandığını göstermektedir. Bu tür operasyonlar, terörün finansmanını kesmek ve örgütlerin faaliyetlerini engellemek amacı taşımaktadır. Bu bağlamda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürütmekte olduğu soruşturma, örgütle bağlantılı tüm unsurları ortaya çıkarmayı hedeflemektedir. Ayrıca, yapılan bu operasyonlar, toplumda güvenlik algısını artırmak ve kamu düzenini sağlamak amacıyla önem taşıyan adımlardandır.
Hukuki süreçte, bu tür suçlamalar oldukça ciddiye alınmakta ve ilgili kişilerin savunmaları, mahkeme süreçlerine göre değerlendirilmektedir. Ülkede meydana gelen bu tür olaylar, halkın güvenliğini tehdit eden unsurlara karşı etkin bir mücadele temin etmeyi amaçlamaktadır. Selçukluğu ve terör eylemlerini önlemek amacıyla, yetkililerin aldıkları önlemler toplum tarafından takip edilmekte ve desteklenmektedir. Sonuç olarak, söz konusu soruşturma ve operasyonlar, Türkiye’nin güvenlik politikalarının bir parçası olarak göz önünde bulundurulmakta ve hatırlatılmaktadır.
