EspressoLab: Kapsayıcı Bir Markadan Siyasi Bir Araç Haline Gelişi
Son günlerde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) tarafından açıklanan boykot listesine giren şirketlerden biri olan kahve zinciri EspressoLab, özellikle sosyal medya üzerinde tartışma konusu oldu. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun teşvik ettiği boykot çağrısının ardından, EspressoLab’ın resmi sosyal medya hesaplarından yapılan açıklamada, “Biz neden boykot edildiğimizi anlamadık.” ifadeleri dikkat çekti. Bu durum, markanın ülkedeki siyasi iklimdeki değişikliklere nasıl maruz kaldığını gözler önüne seriyor.
EspressoLab, 2014 yılında bir üniversitenin içinden doğarak büyüyen bir marka olarak ortaya çıkmış ve hiçbir siyasi bağlantı ya da devlet desteği olmadan 15 ülkede Türk bayrağını dalgalandırmayı başarmıştır. Şirket, kapılarının her kesimden insanlara açık olduğunu belirtmiştir. Ancak bu kapsayıcı duruş, muhalif kesimden yükselen boykot çağrıları sonucunda şirketin imajında önemli bir değişime yol açmıştır. EspressoLab, bu çağrılar sonrasında özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) tarafından sahiplenilmeye başlanmıştır.
AKP’nin Sahiplenmesi ve Şirketin Dönüşümü
Boykot çağrısının ardından birçok AKP’li, EspressoLab’a destek vermeye ve sosyal medya üzerinde bu durumu paylaşmaya başladı. Şirket, bu sürecin ardından adeta kabuk değiştirerek, her akşam bir veya birden fazla EspressoLab şubesine giden AKP gruplarının sloganlar atarak çektikleri videoları sosyal medyada yayınlamaya başlaması, markanın siyasi kimliğinde önemli bir değişiklik yaşandığını gösteriyor. EspressoLab, başlangıçta sadece bir kahve zinciri olmasına rağmen, şimdi arkasında AKP’nin durduğu bir marka haline gelmiştir.
Öne çıkan bir diğer detay ise, şirketin daha önce LGBTİ bireyleri için yaptığı paylaşımlarının hızla kaldırılmaya başlanmasıdır. 2017 yılında EspressoLab tarafından yapılan bir açıklamada, süreç boyunca toplum içerisindeki farklı renklerin destekçisi oldukları ve birçok mağazanın LGBTİ bireylerinin vakit geçirmekten keyif aldığı mekanlar arasında yer aldığı vurgulanmıştı. Bu durum, markanın kapsayıcı ve destekleyici kimliğini ortaya koymaktaydı. Ancak şimdi, bu tür paylaşımların sayfalardan kaldırılması markanın siyasi dönüşümünün bir parçası olarak değerlendirilmektedir.
Örneğin, sosyal medya üzerinde paylaşmış oldukları destekleyici içerikler, boykot çağrısı sonrası ani bir dönüşümle silinmiş ve bu durum büyük bir tepkilere yol açmıştır. Kullanıcılar, bu eski paylaşımlara ulaşmaya çalıştığında, “gönderi silinmiştir” uyarısıyla karşılaşmışlardır. Bu durum, markanın kimliği ve duruşu hakkında önemli bir soru işareti oluşturmuştur.
Sosyal Medyada Yükselen Tepkiler
Boykot hakkındaki açıklamalar, sosyal medya platformlarında geniş yankı bulmuş; özellikle muhalif kesimle, AKP destekçileri arasında tartışmalara sebep olmuştur. EspressoLab, ilk olarak yaratıcı bir kahve markası olarak piyasada yer edinmişken, mevcut durumun yarattığı çelişkiler, markanın geleceği hakkında belirsizliklere yol açmaktadır. Sosyal medya üzerinde yapılan yorumlar, EspressoLab’ın siyasi bağlamda konumlandırılmasının, kendisine ait olan marka kimliğini nasıl etkilediğine dair önemli ipuçları sunmaktadır.
Ayrıca, EspressoLab’a dair yapılan boykot çağrıları, halkın bu tür bir tepki göstermesinde sosyal medyanın etkisinin ne denli büyük olduğunu da ortaya koyuyor. Öne çıkan birçok kullanıcı, EspressoLab’ı destekleyenlerin siyasi motivasyonlarını sorgularken, markanın geçmişteki bilgilerinin silinmesinin, bireylerin özgürlüklerini desteklemedeki tutumu hakkında eleştirilerde bulunmuştur.
Sonuç ve Değerlendirme
EspressoLab, başlangıçta kapsayıcı ve farklılıklara saygılı bir kimlikle tanınırken, siyasi baskıların etkisiyle bu imajını hızla kaybet