Türkiye’de gıda fiyatlarının artışı, özellikle kırmızı et tüketiminde belirgin bir düşüşe yol açarken, bu durum milyonlarca vatandaşın tepkisine neden oldu. Bu tepkilere karşı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 20 Kasım 2023 tarihinde yaptığı açıklamalarda, “Vatandaş kırmızı ete beklediği fiyatlarla ulaşabilsin diye gerekirse süratle Uruguay’dan, Brezilya’dan büyükbaş hayvan ithalini yapalım talimatı verdim.” ifadelerini kullanarak sorunu gündeme taşıdı. Bu açıklamanın ardından Tarım ve Orman Bakanlığı, ithalat sürecini başlattı.
Aliha, Et ve Süt Kurumu tarafından 520 bin sığırın ithal edileceği duyuruldu. Bu ithalatların çoğunluğunun Brezilya ve Uruguay’dan gerçekleştirilmesi planlanıyor. Ayrıca, bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, sektördeki şirketlerin ithal edebilecekleri sığır miktarı için yeni bir kota düzenlemesi belirlendi. Bu düzenlemeyle, besi hayvan ahırı kapasitesi 200 baş ve üzeri olan işletmelere 400 bin baş, kapasitesi 200 başın altında olan işletmelere ise 120 bin baş besilik ithalat izni verileceği bildirildi.
Özellikle besi hayvan ahırı kapasitesi 200 baş ve üzeri olan işletmeler, başvurularını İl veya İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerine yapacakken, 200 başın altında olan işletme sahipleri Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Merkez Birliği’ne başvuruda bulunabilecekler. Bu prosedür, hayvan ithalatını hızlandırma amacı taşıdığı kadar mevcut yerli üreticilerin durumunu da etkileyecek gibi duruyor.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, her fırsatta yerli üreticiyi destekleme vurgusu yapsa da bu durum, ithalat lobisinin güçlenmesine neden olmakta. İthal edilen hayvan sayısının ve maliyetinin milyarlarca dolara ulaşacağı öngörülüyorken, bu ihalelere yalnızca birkaç şirketin katılması, yerli üreticilerin endişelerini artırıyor. Yerli üreticiler, devletin sağladığı desteklerin yetersiz olduğuna ve Türkiye’deki hayvancılığın sonuna yaklaştığına dair isyanlarını dile getiriyorlar.
Tüm bu olaylar, Türkiye’deki gıda krizinin boyutunu ve etkilerini ortaya koyuyor. Gıda fiyatlarının artışı, sadece kırmızı et ile sınırlı kalmayıp, diğer gıda ürünlerini de etkilemektedir. Yerli üretimin desteklenmesi ve sürdürülebilir bir tarım politikası oluşturulması, bu tür krizlerin önlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği ithalat yetkisi, sektörü canlandırma amacı güdse de, yerli üreticilerin sorunları çözülmediği sürece bu durumun kalıcı bir çözüm sağlaması zor görünmektedir.
Sonuç olarak, Türkiye’de gıda fiyatlarının artması ve kırmızı et tüketimindeki düşüş, yalnızca ekonomik bir kriz değil, aynı zamanda hayvancılık sektörünün geleceği için de ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. İthalat yoluyla çözüm arayışları, yerli üreticilerin varlığını tehdit ederken, bu durumun altında yatan nedenlerin araştırılması ve kalıcı çözümler üretilmesi gerektiği bu süreçte bir kez daha karşımıza çıkmaktadır.