İstanbul Eyüpsultan’daki özel bir lisede yaşanan korkunç olay Türkiye’de büyük yankı uyandırdı. Irak asıllı Yusuf K., okul atıldığı sebebiyle odasına girdiği İbrahim Oktugan’a silahlı saldırıda bulundu. Oktugan, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Bu vahim olayı duyan Türkiye’nin dört bir yanından tepkiler yükseldi. Skandal olayın ardından Muğla’daki sivil toplum örgütleri, Sınırsızlık Meydanı’nda bir araya gelerek protesto eylemi düzenledi.
Sloganlar eşliğinde şiddeti ve şiddetin yarattığı sonuçları kınayan vatandaşlar, büyük bir öfke ve üzüntü içindeydi. “Alimin ölümü alemin ölümü gibidir” diyerek adaletin sağlanmasını talep ettiler. Bu duygusal anların yaşandığı protesto eyleminde, yüzlerce kişi bir araya gelerek seslerini duyurmaya çalıştı.
Özellikle gençler arasında artan şiddet olayları ve silahlı saldırıların giderek artması, toplumda büyük endişe yaratmaktadır. Eğitim kurumlarında yaşanan bu tür olaylar, gelecek nesillerin güvenliği açısından da ciddi bir sorun teşkil etmektedir. Bu acı olay, gençlerin ruhsal ve psikolojik desteğe daha fazla ihtiyaç duyduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Muğla’daki protesto eylemi, yaşanan acı olayın sadece bir örneği olarak değerlendirilmelidir. Toplumun her kesiminden, farklı meslek gruplarından ve sosyal statülerden insanların bir araya gelerek ortak bir tavır sergilemesi, şiddetin ve adaletsizliğin önlenmesi adına büyük bir önem taşımaktadır. Bu tür durumlarda sessiz kalmak yerine sesimizi yükseltmeli, adaletin sağlanması için mücadele etmeliyiz.
Yaşanan bu trajik olaylar, toplumda derin yaralar açmaktadır. Ancak bu acıları yaşayan ailelerin ve yakın çevrelerin yanında olmak, onların acılarını paylaşmak ve destek olmak da önemlidir. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması için, toplum olarak daha duyarlı ve sorumlu bir tavır sergilemeliyiz. Herkesin güvende ve huzurlu bir ortamda yaşayabilmesi için işbirliği ve dayanışma içinde olmalıyız.