“`html
2023 yılında Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan bir davada, tanık olarak dinlenen Ü.A., 2007 yılına kadar FETÖ/PDY (Fetullahçı Terör Örgütü) içinde görev aldığını belirtti. Ü.A., Kemalettin Özdemir’i örgütsel faaliyetleri sayesinde tanıdığını ifade etti. Özdemir’in destekçileri olduğu kadar düşmanlarının da mevcut olduğunu vurgulayan Ü.A., özellikle Mustafa Özcan’ın Özdemir’e karşı düşmanca bir tutum sergilediğini ve örgüt tarafından pasifize edildiğini, üstelik Özdemir’in ABD’ye girişinin yasaklandığını belirtti.
Diğer bir tanık olan B.Ç., 2010 yılına kadar FETÖ yapılanmasında bulunduğunu ve bu dönemde Özdemir’in örgüt içerisinde önemli bir konuma sahip olduğunu dile getirdi. B.Ç., Özdemir’in kendisinden özel doktoru olmasını istediğini, bu şekilde 23 yıl boyunca birlikte çalıştıklarını paylaşarak, “Ankara’da emniyetin sorumlusuydu. Emniyetteki her türlü iş ve işlem hakkında arkadaşlara talimat verirdi” dedi. B.Ç. ayrıca, 2010 yılında örgütten ayrılana dek Özdemir hakkında “Allah bir peygamber gönderse bu şekilde olurdu” şeklinde düşündüğünü ifade etti. FETÖ’nün lideri Fetullah Gülen hakkındaki düşüncelerinin de “mehdi” yönünde olduğunu belirtti. Ancak zamanla ortaya çıkan bazı iddialar hakkında huzursuzluk hissettiğini, Özdemir’in telefonu açarak ona gizli bir şeylerinin olmadığını söylediğini aktardı. Özdemir’in, askeri okullara yönelik baskın sırasında Gülen ile telefon görüşmesi yaptığını ve Gülen’in sorularına, “Giren arkadaşlar tanıdık, sıkıntı yok” yanıtını verdiğini anlattı.
B.Ç., Özdemir’in FETÖ’den ayrıldıktan sonra kendi örgütünü kurduğunu düşündüğünü belirterek, bu örgütün “KÖZ” adıyla anıldığını ve FETÖ büyük bir darbe aldıktan sonra Özdemir’in ihraç edilmesi sebebiyle FETÖ ile paralel bir yapılanmaya yöneldiğini ifade etti. Tanıkların beyanlarından sonra, mahkeme başkanı, esasa ilişkin görüşlerini açıklaması için savcıya söz verdi. Savcı, yaptığı mütalaada Özdemir’in FETÖ’nün “emniyet mahrem imamı” olarak örgütsel faaliyetlerde bulunduğunu belirtti. Özdemir’in, FETÖ’nün üst yönetimiyle bağlantı kurduğu tespit edilen Süleyman Tiftik, Cemil Koca, Tuncay Delibaşı, Recep Uzunallı ve Abdülkadir Aksoy gibi şahıslarla irtibatları bulunduğunu kaydetti.
Ayrıca, Özdemir’in FETÖ’nün mahrem yapılanmasının iletişim yöntemi olan büfe, ankesör ve kontörlü hatlar üzerinden pek çok örgüt üyesi ve yöneticisiyle temas kurduğunu belirten savcı, bu durumun HTS (Hat Traciing System) analiz raporunda da sabit olduğunu dile getirdi. Savcı, sanığın FETÖ içinde “Ankara il imamlığı”, “Afrika ülke imamlığı”, “Polis Akademisi ve Polis Koleji imamlığı”, “mahrem sorumlu” ve “emniyet mahrem imamı” olarak örgütsel faaliyetler yürüttüğünü vurguladı. Bununla birlikte, Özdemir’in örgütten ayrıldığına yönelik bilgilerin de mevcut olduğunu ifade etti.
Özdemir’in “silahlı terör örgütü kurma veya yönetme” suçundan ceza almasını talep eden savcı, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 221. maddesi kapsamındaki etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını istedi. Savcının mütalaası mahkeme tarafından dikkate alındı ve davanın seyrini etkileyen önemli bir basamak oldu. Özdemir’in durumu, FETÖ yapılanmasının gizli yapısının ve işleyişinin ne denli karmaşık olduğunu gözler önüne serdi.
Uygulanan ceza ve hukuki süreçlerle birlikte, ülke genelinde FETÖ’ye yönelik soruşturmalar ve davalar