Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olan ve devlet bursuyla Birleşik Krallık’ta Hull Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde doktora yapan Önder Aytaç, FETÖ üyesi olarak bilinmektedir. Polis Akademisi’nde öğretim üyeliği ve dekan yardımcılığı görevlerinde bulunduktan sonra Yargıtay üyeliğine kadar yükselmiştir.
Dekan yardımcısı olduğu dönemde Polis Akademisi’ndeki mülakatlarda FETÖ mensuplarını yerleştirdiğini itiraf eden Aytaç, video yayınlarında duygusal bir şekilde bu konuyu açıklamış ve pişmanlığını dile getirmiştir. Emniyet Amiri E.Ü, Aytaç’ın başkanlık yaptığı mülakatlarda adayların başarısını kırmızı ve yeşil kalemle belirlediğini, bu durumun da FETÖ’nün etkisini gösterdiğini anlatmıştır.
Aytaç’ın FETÖ üyeliğinden 15 yıl hapis cezası alan eski HSYK Genel Sekreteri Mehmet Kaya’nın evinde düzenlediği toplantılarda örgüt üyelerinin Yargıtay ve Danıştay’a seçilmesini organize ettiği ve talimatlar doğrultusunda bu kurumlara seçildiği belirlenmiştir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu da Aytaç’a hapis cezası verilmesini onaylamıştır.
FETÖ firarisi olarak bilinen Önder Aytaç, MHP, Cübbeli Ahmet ve Deniz Baykal gibi isimlere kaset kumpası kurulmasında örgütün rolünü itiraf etmiştir. Sabah gazetesi tarafından yakalama kararı bulunan Aytaç’ın Mısır ve Nijerya’da görüntülerine ulaşılmış, Aytaç’ın İçişleri Bakanlığı tarafından aranan kaçaklar listesinde yer aldığı ve ödül konulduğu ortaya çıkmıştır.
Önder Aytaç’ın örgüte olan bağlantıları ve yaptığı faaliyetler, Türk yargı sistemindeki ihaneti ve adaletsizliği gözler önüne sermektedir. FETÖ’nün devletin her kademesine sızarak tahribat yaptığı ve hala etkili olduğu gerçeği, ülke genelinde gözlerin bir kez daha bu örgüte çevrilmesine neden olmaktadır. Aytaç’ın yaşadığı süreç, FETÖ’nün nasıl bir tehlike olduğunu ve hala aktif olduğunu gösteren somut bir örnektir.
