Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, bir televizyon programına katılarak Türkiye’nin Suriye politikası ve bölgedeki gelişmeler hakkında önemli açıklamalarda bulundu. 14 yıllık bir süreçte Suriye meselesi üzerine yoğun bir şekilde çalıştıklarını belirten Fidan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın daima bu meselenin arkasında durduğunu ifade etti. “Biz sorunun çözümünden önce ve sonra her zaman Suriye halkının iyiliğini düşündük. Bu konuda uzun vadede iyi bir noktaya geldik” dedi.
Bakan Fidan, Suriye’deki iç savaşın başından itibaren Türkiye’nin bu konuyu titizlikle ele aldığını ve zaman zaman karamsar noktalara ulaştıklarını dile getirdi. Türkiye’nin İdlib’e çekilmesi gibi kritik kararlar aldıklarını ve bu süreçte terörle mücadelesinin başarılı bir şekilde sürdüğünü vurguladı. Astana sürecinin başlamasıyla birlikte Suriye’nin dostlarının Türkiye’nin yanında yer aldığına dikkat çeken Fidan, Özgür Suriye Ordusu’nun Suriye Milli Ordusu’na dönüştüğünü belirtti.
Fidan, Türkiye’nin Suriye’deki iç savaşın sona ermesini sağlamak için önemli bir rol üstlendiğini, aksi takdirde milyonlarca mültecinin Türkiye’ye doluşmasının kaçınılmaz olduğunu ifade etti. “Bizim niyetimiz, Suriye halkını mutlu eden bir Suriye’nin ortaya çıkmasıdır. Ama durumu gördüğümüzde gerçekten çok kötüydü. Cumhurbaşkanımız elini uzattı” şeklinde konuştu.
Suriye hükümetinin yıllar boyunca kendi eksikliklerini görüp çözmeye yanaşmadığını belirten Fidan, Rusya ve İran’ın bu süreçte etkili olduğunu vurguladı. “Son 2-3 yılda rejim oldukça zayıflamıştı. Rusların ve İranlıların duruma müdahale etmemesi gerekirdi. İlerleyen zamanlarda, bu ülkeler durumu sürdüremeyeceklerini anladı ve telefonla iletişime geçerek Esad’ın gitmesini sağladılar” dedi.
Bakan Fidan, muhalefetin halkın ihtiyaçlarını karşılama sorumluluğunun farkında olduğunu ve bunun üzerinde yoğun bir gayretle çalıştıklarını ifade etti. “Biz terörizmin olmadığı bir Suriye görmek istiyoruz. Kitle imha silahlarıyla kimsenin işi olmamalıdır. Bölge ülkelerine tehdit üretmeyen bir yapı istiyoruz” dedi. Bu hedeflerin Şam yönetimi ile doğrudan paylaşıldığını vurgulayan Fidan, Şam’daki yönetimin iyi bir yolda olduğunu ifade etti.
Ortak bir çaba ile bölgenin problemlerinin çözülmesi gerektiğinin altını çizen Fidan, bölgedeki güvenliğin sağlanması için herkesin aynı ilkede buluşması gerektiğini belirtti. Bunun dışında, Türkiye’nin YPG’nin ortadan kaldırılması konusundaki kararlılığını da duyurdu: “YPG’nin ortadan kaldırılması bizim stratejik hedefimizdir. Ya YPG kendini fesheder ya da yok olur.”
Fidan, Suriye’deki yerel unsurların, kendi topraklarındaki tehditleri ortadan kaldırması gerektiğini, YPG unsurlarının ülkeyi terk etmeleri için sürecin başlaması gerektiğini vurguladı. “Avrupa’nın YPG tarafından sürekli şantaja tutulması akıl tutulmasıdır. DEAŞ ile mücadele denilen şey aslında, DEAŞ tutuklularına yapılan bir gardiyanlık işidir” diyerek, Batılı ülkelerin kendi problemli unsurlarını kendi topraklarına geri almaları gerektiğini belirtti.
Bakan Fidan, konuşmasında ayrıca, bölgedeki güvenlik durumunun önümüzdeki günlerde daha da önem kazanacağını belirterek, Türkiye’nin Suriye’deki pozisyonunu ve hedeflerini kararlılıkla sürdüreceğini ifade etti. Bu bağlamda, Suriye’de terörizmin ortadan kaldırılması ve barışın sağlanması için gereken adımların atılacağını son derece net bir biçimde aktardı.