AYDIN HASAN/ANKARA – Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 24 Ekim 2023 tarihinde ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile telefonda önemli bir görüşme gerçekleştirdi. Bu görüşme, özellikle Suriye’deki gelişmeler ve bölgedeki istikrar konularında iki ülkenin iş birliğinin artırılması açısından büyük bir öneme sahip. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli’nin aktardığı bilgilere göre, Fidan, Suriye’deki barışın sağlanması ve geçiş döneminin düzgün bir şekilde tamamlanabilmesi için Suriye’nin yeni yönetimiyle yapılacak olan iş birliğinin kritik olduğunun altını çizdi.
Bakan Fidan, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması ve güvenliğinin sağlaması adına yürütülen çalışmalara Türkiye’nin destek verdiğini belirtirken, terör örgütleri PKK ve onun Suriye’deki kolu YPG gibi unsurların ülkede barınmasına kesinlikle müsaade edilmeyeceğini vurguladı. Bu, Türkiye’nin hem ulusal güvenlik endişelerini hem de bölgedeki istikrarı koruma arzusunu yansıtan bir açıklamaydı. Özellikle YPG’nin Suriye’deki etkisinin azaltılması yönündeki adımların, Türkiye’nin güvenliğini ve bölgedeki barış ortamını tehdit etmemesi adına gerekli olduğu ifade edildi.
Görüşmede ayrıca İsrail-Filistin meselesindeki gerilim de gündeme geldi. Fidan, Gazze’de kalıcı bir ateşkesin sağlanması için uluslararası camianın daha fazla çaba göstereceğini belirtti. Bu bağlamda, Türkiye’nin bölgedeki barışın tesisi konusundaki çabalarını sürdürmeye kararlı olduğu ifade edildi. Türkiye, Gazze’deki insani durumun iyileştirilmesi ve çatışmaların sona ermesi için gereken adımların atılmasını talep ediyor. Fidan, görüşmede bölgedeki insani krizlerin derinleşmesini önlemek için daha fazla uluslararası iş birliği yapılması gerekliliğine de dikkat çekti.
Fidan ile Blinken arasındaki bu değerlendirmeler, iki ülkenin dış politikasındaki yakınlaşmayı ve Suriye ile İsrail konularındaki iş birliğini güçlendirme isteğini ortaya koydu. Türkiye’nin Suriye politikası, ulusal güvenlik endişeleri ile bölgedeki istikrarı gözeten bir çerçevede şekilleniyor. Planlanan iş birlikleri ve ortak stratejiler, hem Türkiye hem de ABD için bölgesel istikrarı artırma potansiyeline sahip.
Bu konuşmada ortaya çıkan ana hatlar, sadece ikili ilişkilerin gelişimi açısından değil, aynı zamanda bölgedeki jeopolitik dinamiklerin de daha iyi anlaşılabilmesi adına önemli bir veri teşkil ediyor. İki bakanın, barış ve güvenlik konularındaki hassasiyetlerini paylaştıkları ve bu konular üzerinde ortak bir çizgide buluşma arzusu içinde oldukları görülüyor. Genel olarak, Türkiye’nin Suriye’deki yeni yönetimle olan ilişkilerin güçlendirilmesi ve terörle mücadele konularında uluslararası öngörülerin ve desteğin artırılması gerektiğine yönelik güçlü bir istek mevcut.