Dışişleri Bakanlığı’nın yaptığı açıklamaya göre, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 2024 yılının 12 Aralık tarihinde, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Bu görüşme, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin ve özellikle bölgesel meselelerin ele alındığı önemli bir platform olma niteliğini taşıdı.
Görüşme sırasında Bakan Fidan, Suriye’deki istikrarın sağlanması ile ilgili olarak, Suriye’nin yeni yönetimiyle iş birliği içerisinde hareket etmenin kritik önemde olduğunu vurguladı. Suriye’nin geçiş döneminin düzenli bir şekilde tamamlanması için atılması gereken adımlar hakkında bilgi alışverişinde bulundu. Bu süreçte uluslararası topluma önemli görevlerin düştüğünü belirten Fidan, Suriye’nin barışçıl bir geleceğe ulaşmasına katkıda bulunmanın önemini ön plana çıkardı.
Ayrıca Bakan Fidan, görüşme içerisinde PKK/YPG terör örgütünün Suriye topraklarında barınmasına müsaade edilemeyeceğini vurguladı. Terörle mücadele konusunun her iki ülke tarafından da ciddiyetle ele alınması gerektiğini belirten Fidan, Suriye’nin yeni yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğü ve güvenliğini sağlama yönündeki çabalarını desteklediklerini ifade etti. Bu bağlamda, terörist gruplara karşı alınacak önlemler ve bu grupların faaliyetlerini engelleme konusunda kararlılık gösterilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Görüşmenin bir diğer önemli gündem maddesini ise Gazze’deki durum oluşturdu. Bakan Fidan, Gazze’de kalıcı bir ateşkesin sağlanması için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğini dile getirdi. Bu durumun, bölgede kalıcı barış ve istikrarın sağlanması açısından kritik önem taşıdığına dikkat çekti. Hem insani yardımların ulaştırılması hem de bölgedeki gerilimin azaltılması için uluslararası iş birliğinin artırılması gerektiğine vurgu yaptı.
Sonuç olarak, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken arasında gerçekleşen bu önemli telefon görüşmesi, hem Suriye hem de Gazze’deki durum açısından önemli gelişmelere işaret ediyor. Diplomatik ilişkilerin güçlenmesi ve uluslararası meselelerde iş birliğinin artırılması, bölgede daha sağlıklı bir atmosferin oluşmasına zemin hazırlayabilir. Her iki bakanın da özellikle terörle mücadele ve barış süreci konusundaki ortak anlayışı, gelecekte atılacak adımlar için umut verici bir sinyal niteliği taşıdığı düşünülmektedir.