Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından açıklanan Finansal Hizmetler Güven Endeksi (FHGE), 2025 yılı Mart ayında bir önceki aya kıyasla 0,7 puan azalarak 170,3 seviyesinde gerçekleşmiştir. Bu endeks, piyasalardaki güveni ölçen önemli bir gösterge olmasının yanı sıra, finansal hizmetlerin genel görünümünü yansıtır. Açıklanan verilere göre, son üç ayda iş durumu ve hizmetlere olan talepte bazı iyileşmeler yaşandığı, ancak geleceğe yönelik talep beklentilerinin zayıf kaldığı ifade edilmiştir.
İstihdam beklentilerinin de düşüş gösterdiğine dikkat çekilen bu açıklamada, sigorta ve emeklilik fonları dışındaki finansal hizmet faaliyetlerinde güvenin azaldığı; buna karşılık sigorta ve reasürans sektöründe ise sınırlı bir artış yaşandığı vurgulanmıştır. Bu durum, sektörlerin ekonomik dinamikleri ve piyasa beklentileri açısından önemli ipuçları sunmaktadır.
HİZMET VE İSTİHDAM BEKLENTİLERİ DÜŞTÜ
TCMB tarafından yapılan açıklamada, iş durumu ve hizmetlere olan talebe ilişkin değerlendirmelere göre, son üç ayda iş durumunda iyileşme olduğu düşüncesinin bir önceki aya kıyasla güçlendiği gözlemlenmiştir. Hizmetlere olan talepte de artış olduğu yönündeki değerlendirmelerin bir miktar güçlendiği belirlenmiştir. Ancak gelecekte, özellikle gelecek üç ayda hizmetlere olan talepte artış olacağı yönündeki beklentilerin zayıfladığı görülmektedir.
İstihdam üzerine yapılan değerlendirmelere göre ise, son üç ayda istihdamda artış olduğunu bildirenlerin oranında bir yükseliş gözlemlendiği; ancak gelecek üç ayda istihdam artışı bekleyenler lehine olan seyrin yine zayıfladığı tespit edilmiştir. Bu durum, piyasa üzerindeki belirsizliklerin sürmesinin, iş gücü piyasasındaki toparlanmayı olumsuz etkileyebileceğine işaret etmektedir.
Mart 2025 itibarıyla, NACE Rev.2 sektör sınıflamasına göre “Finans ve Sigorta Faaliyetleri” sektöründeki güven endeksleri alt sektörler itibarıyla da incelenmiştir. Bu sınıflamaya göre, “64-Finansal Hizmet Faaliyetleri (sigorta ve emeklilik fonları hariç)” ve “66-Finansal Hizmetler ile Sigorta Faaliyetleri için Yardımcı Faaliyetler” sektörlerinde sırasıyla 0,8 ve 20,1 puanlık azalmalar gözlemlenmiştir. Öte yandan, “65-Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Fonları (zorunlu sosyal güvenlik hizmetleri hariç)” sektöründe ise 1,5 puanlık bir artış yaşanmıştır.
Bu veriler, sektördeki farklı dinamiklerin ve ekonomik koşulların sektörel güven üzerinde etkili olduğunu göstermektedir. Özellikle sigorta ve reasürans sektöründeki artış, bu alanda bir rekabet ortamının da oluştuğunu ifade edebilir. Yine de genel olarak finansal hizmetler alanındaki güvenin azalması, ekonomik dalgalanmaların ve belirsizliklerin sektördeki büyük bir sorun olmaya devam ettiğini ortaya koymaktadır.
Türkiye’nin önümüzdeki dönemde nasıl bir seyir izleyeceği, hem iç hem de dış ekonomik faktörlerle şekillenecektir. Beklentilerin zayıflaması, yatırımcıların ve işletmelerin karar alma süreçlerini etkileyebilir ve dolayısıyla ekonomik büyüme üzerinde baskı oluşturabilir. Bu nedenle, finansal hizmetler sektöründeki bu tespitler, ülke ekonomisinin genel sağlığı açısından dikkatle izlenmesi gereken verilerdir.
Sonuç olarak, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın mevcut verileri, finansal hizmetler sektöründeki güvenin ve istihdam beklentilerinin zayıfladığını göstermektedir. Sektörün gelecekteki performansı, ekonomik büyüme ve istihdam üzer
