Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, İsrail’in Gazze’deki sağlık sistemine yönelik saldırılarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Ghebreyesus, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda, İsrail’in önceki gün düzenlediği baskın sonucu hasar gören Kemal Advan Hastanesi’nin artık tamamen işlevsiz hale geldiğini belirtti. Bu durumu endişe verici bulan Ghebreyesus, hastane müdürü Husam Ebu Safiyye’nin 27 Aralık’ta gözaltına alındığından bu yana onun sağlık ve güvenliği hakkında herhangi bir güncel bilgiye sahip olamadıklarını ifade etti.
Ghebreyesus’un açıklamalarında, Sağlık Örgütü’nün sağlık sistemine yönelik saldırılara karşı duruşunu net bir şekilde ortaya koydu. “İsrail’e, Safiyye’yi serbest bırakma çağrımızı sürdürüyoruz.” şeklinde bir ifadeyle, gözaltında tutulan sağlık çalışanlarının serbest bırakılması gerektiğinin altını çizdi. Bu durum, yalnızca bireysel bir insan hakkı meselesi değil, aynı zamanda bölgedeki sağlık sisteminin sürdürülebilirliği açısından da kritik öneme sahip.
Sağlık hizmetlerine yönelik saldırıların son bulması gerektiğini vurgulayan Ghebreyesus, Gazze’deki insanların sağlık hizmetlerine erişimlerinin sağlanması gerektiğini belirtti. “Ateşkes sağlanmalı.” diyerek, bölgedeki çatışmaların durdurulmasının önemini dile getirdi. Gazze’deki sağlık sisteminin şu anki durumu, yalnızca mevcut savaş koşullarıyla değil, aynı zamanda bu tür saldırıların sürekli olarak tekrarıyla da daha da kötüleşmektedir.
Ghebreyesus’un dikkat çektiği bir diğer önemli nokta, sağlık çalışanlarının güvenliğidir. Salgın döneminde sağlık çalışanlarının önemi dünyaca kabul görmüşken, savaş durumunda bu profesyonellerin de güvenliğinin sağlanması gerektiği aşikardır. Saldırılar, yalnızca hastaneleri değil, aynı zamanda sağlık çalışanlarının da hayatlarını tehlikeye atmakta, bu da sağlık hizmetlerinin sunulmasında büyük bir engel teşkil etmektedir.
Bütün bu gelişmeler ışığında Ghebreyesus’un açıklamaları, hem uluslararası kamuoyuna hem de ilgili taraflara ciddi bir çağrı niteliği taşımaktadır. Savaş koşulları altında sağlık sisteminin nasıl işlediği ve sağlık çalışanlarının güvenliği, toplum sağlığını doğrudan etkileyen faktörlerdir. Dolayısıyla, bu tür durumların uluslararası gündemde daha sık yer alması ve çözüm yollarının araştırılması gerekmektedir.
Sonuç olarak, Ghebreyesus, hem Gazze’deki sağlık hizmetlerine erişimin sağlanması hem de sağlık çalışanlarının korunması için acil eylem çağrısında bulunmuştur. Bu çağrılar, uluslararası diplomasi ve işbirliği gibi yollarla gerçekleştirilebilir. Ancak bu durum, çok yönlü bir sorunun yalnızca bir parçasını oluşturmaktadır ve kalıcı çözüm için daha geniş bir çerçeveye ihtiyaç vardır.