Cem YILDIRIM
2024 yılı, üniversite sınavına giren ve fakültelere yerleşme hakkı kazanan toplam 2 milyon 755 bin 301 aday için zorlu bir süreç olarak kaydedildi. Bu adayların 1 milyon 85 bin 96’sı, yerleştirilmelerine rağmen tercih yapma yoluna gitmedi. Ayrıca, yerleştirilen 638 bin 622 öğrenci ise üniversite kaydını yaptırmadı. Bu durum, gençlerin üniversite eğitimine yönelik ilgisinin azaldığını veya ekonomik şartların bu kararlara etkisinin büyük olduğunu gösteriyor.
Özellikle 2021-2024 yılları arasında, ekonomik kriz, hayat pahalılığı ve gelecek kaygısı gibi olumsuz etkenler sebebiyle üniversiteyi terk eden öğrenci sayısı 1.2 milyon olarak belirlendi. CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, bu verilere dayanarak 2024 yılı içinde gençlerin karşılaştığı durumları özetleyerek “Bu yıl gençler için ekonomik kriz, işsizlik ve gelecek kaygısı ile geçti. Gençler 2025 yılında 2024’ü de arayacak” şeklinde bir değerlendirme yaptı.
Rapordan elde edilen bilgiler, 2024 yılı itibariyle 15-24 yaş arası gençlerin yüzde 34,9’unun ne eğitimde ne de istihdamda yer aldığını ortaya koydu. Bu oranın yaklaşık 4 milyon 130 bin genci kapsadığı görülmektedir. Eğer yaş aralığı 15-29 olarak genişletilirse, bu sayı 6 milyon 200 bine kadar çıkmaktadır. Bu bulgular, gençlerin eğitim ve iş bulma gibi temel sosyal ihtiyaçlarının karşılanmasında ciddi sıkıntılar yaşadıklarını göstermektedir.
Ek olarak, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2023 yılındaki yurt dışına göç eden kişi sayısı bir önceki yıla göre yüzde 53 oranında artış göstermiştir. Bu artış, gençlerin yurt dışında daha iyi bir gelecek arayışı içerisinde olduklarını ve mevcut koşullardan memnun olmadıklarını göstermektedir. 2024 yılı ise gençler için korku, endişe ve baskı ortamında geçerken, bu zorluklar yoksulluk ve geleceğe dair belirsizlik hissiyle birleşmiştir.
Özetle, mevcut ekonomik koşullar ve sosyal baskılar, gençlerin eğitim ve istihdam olanaklarını olumsuz etkileyerek üniversite tercihlerini azaltmakta ve uzun vadede sorunlara yol açmaktadır. Gençlerin özlem duyduğu bir gelecek için mücadele ederken, onları bu duruma iten nedenlerin göz ardı edilmemesi gerektiği vurgulanmaktadır. Bu bağlamda, hem devletin hem de toplumun gençlere yönelik destekleyici politikalar geliştirmesi, bu kuşağın yaşadığı sorunların aşılması açısından kritik bir önem taşımaktadır.
