CHP Bursa Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Orhan Sarıbal, Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi’nin Ekim ayı verilerini değerlendirerek tarım sektöründeki fiyat artışlarına dikkat çekti. Ekim ayında tarımsal girdi fiyatlarının, bir önceki aya göre yüzde 2,75 ve yıllık bazda ise yüzde 32,6 oranında bir artış gösterdiğini belirten Sarıbal, bu fiyat artışının tüketiciye gıda enflasyonu olarak yansıyacağını vurguladı. Türkiye’nin Avrupa’da gıda enflasyonu açısından birinci sırada, dünya genelinde ise dördüncü sırada yer aldığını ifade eden milletvekili, halkın temel gıda maddelerine erişimde ciddi güçlükler yaşadığını aktardı.
Sarıbal, asgari ücretli bireylerin, her ay daha da küçülen sofralarına dikkat çekerek, kırmızı etin artık hemen hemen herkes için bir lüks haline geldiğini belirtti. Kuşbaşı et fiyatlarının Ekim itibarıyla 650-750 TL arasında değiştiğini kaydeden Sarıbal, kırmızı et alamayan vatandaşların tavuk etine yöneldiğini ve tavuk etinin kilosunun 100 TL olduğunu vurguladı. 2016 yılı itibarıyla asgari ücretle alınabilecek beyaz et miktarının 165 kilogram olduğunu hatırlatan Sarıbal, bu miktarın günümüzde yalnızca 85 kilograma düştüğünü ifade etti. Ayrıca, diğer et çeşitlerinin de benzer şekilde azaldığına, toplamda kırmızı ve beyaz et miktarının 79 kilogramdan 48,8 kilograma gerilediğine işaret etti.
Türkiye’nin süt fiyatları konusunda da sorunlar yaşadığını kaydeden Sarıbal, Ulusal Süt Konseyi tarafından 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren süt fiyatlarının yüzde 17 oranında artırılacağını ve yeni fiyatın 17,15 TL olarak belirleneceğini açıkladı. AKP hükümetinin gıda krizini ve beslenme sorunlarını görmezden geldiğini söyleyen Sarıbal, marketlerdeki ithal ürün bolluğunun tarımsal başarı olarak görülmesine tepki gösterdi. Temel gıda ürünlerinde fiyat artışlarının kaçınılmaz olduğu uyarısında bulunarak, hükümetin pahalı gıda, borçlu çiftçi ve açlık sınırındaki bir halk yarattığını belirtti. Çözüm önerileri arasında çiftçiye destek sağlamak, ithalata bağımlılığı azaltmak ve yerli üretimi artırmak olduğunu vurguladı.
Ayrıca, Sarıbal, AKP’nin yanlış politikalarının devam etmesi durumunda çiftçilerin üretimde zorluklar yaşayacağına ve halkın ucuz gıdaya ulaşamayacağına dikkat çekti. Özellikle yem fiyatlarının, Ekim ayında aylık yüzde 5,32 oranında ve yıllık bazda ise yüzde 33,54 oranında bir artış gösterdiğini belirtti. Temel tarımsal girdiler olan tohum, gübre, yem ve mazot gibi kalemlerde de önemli artışlar yaşandığını ifade etti. Sarıbal, 2025 yılı itibarıyla çiftçilerin mazota 130 milyar TL’nin üzerinde ödeme yapacaklarını kaydederken, hükümetin tarımsal destek bütçesinin 135 milyar TL olduğunu ve bu bütçenin dahi mazot masrafını karşılayamayacağına dikkat çekti. 2025 yılı itibarıyla çiftçilerin toplam masrafının 1,5 trilyon TL’yi bulacağı öngörüsünde bulundu.
Sarıbal, Türkiye’nin Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in politikalarının bedelinin ağır ödendiğini belirterek, “AKP İktidarı ve Saray’ın ‘Türkiye Yüzyılı’, halk için yoksulluk, üretici için çile, yandaş için servet yıllarıdır!” diyerek eleştirilerini sürdürdü. Hükümetin tarıma yönelik doğrudan destek sağlamaktansa ithalat ve sermaye yanlısı politikalar uyguladığını öne sürdü. Üreticileri desteklemek yerine maliyet artışlarını göz ardı edildiğini savundu. Sarıbal, “Yoksulluğun ve hayat pahalılığının sorumlusu doğrudan sizin tercihleriniz” diyerek iktidarı eleştirdi.