Türkiye, son dönemde yüksek enflasyon sorunuyla boğuşurken, bu durum özellikle gıda sektöründe kendini en sert şekilde göstermektedir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, yalnızca Kasım ayında gıda fiyatları yüzde 5’in üzerinde bir artış göstermiştir. Özellikle kırmızı et fiyatları, geçen haftalarda en uygun zincir marketlerde bile 500 liranın üzerine çıkmış durumdadır.
Bu yüksek et fiyatları, vatandaşların gıda maddelerine ulaşmasını giderek zorlaştırmakta ve alınan bu olumsuz sonuçlar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Brezilya’da katıldığı bir etkinlikte yaptığı açıklamalara da yansımaktadır. Erdoğan, 20 Kasım tarihinde yaptığı konuşmada “Vatandaş kırmızı ete beklediği fiyatlarla ulaşabilsin diye gerekirse süratle Uruguay’dan, Brezilya’dan büyükbaş hayvan ithalini yapalım talimatı verdim.” ifadelerini kullanmıştır.
Ülke genelinde zincir marketlerde et fiyatlarında bir düşüş yaşanması, bu gelişmelerin ardından gündeme gelmiştir. Özellikle İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde, et fiyatları 150 liraya kadar düşmüş durumdadır. Ancak, bu ani fiyat düşüşü vatandaşlar arasında tedirginlik yaratmış ve bu indirimin nedenini merak ettirmiştir. Marketlerdeki ürünlerin yanına yerleştirilen ambalajlarda, etlerin neden ucuzladığına dair bilgi verilmesi, bu durumu aydınlatmıştır.
Et ve Süt Kurumu’nun ürün tedarik ettiği zincir marketlerde, kuşbaşı etin kilogram fiyatı 370 liradan satılmakta ve etlerin ambalajında “Üretim yeri Fransa” ifadesi yer almaktadır. Bu durum, Türkiye’nin et ithalatında yeni bir yönelime gittiği anlamına gelmektedir. Ayrıca, önümüzdeki haftalarda Brezilya ve Uruguay’dan tonlarca sığır ithalatının yapılması beklenmektedir. Ancak, bu ithalat politikasına yönelik eleştiriler de sürmekte. Türkiye’de hayvancılıkla uğraşan birçok üretici, ithalata dayalı et politikasının yerli üreticiyi zor duruma soktuğunu ifade ederek, sosyal medya hesaplarından paylaşımlar yapmaktalar. Bu paylaşımlar, AKP iktidarı döneminde hayvancılığa yeterli desteklerin verilmemesinin sonucu olarak Türkiye’de yerli üretimin çıkmaza girdiğini ortaya koymaktadır.
Bu durum, yalnızca et fiyatlarının yüksekliği ile değil, aynı zamanda yerli üretimin azalması ve ithalata bağımlılığın artması ile de bir çevre olgusu haline gelmiştir. Türkiye’nin gıda politikalarının geleceği, bu tür dışa bağımlılıklar ışığında tartışılmakta ve ne gibi önlemler alınması gerektiği gündemde tartışılmaktadır. Hem yerli üreticilerin desteklenmesi hem de fiyatların kontrol altına alınması için etkili çözümler üretilmesi büyük önem arz etmektedir.