Muğla’nın Ortaca ilçesinde yer alan Fevziye Mahallesi, son günlerde önemli bir tartışmanın merkezi haline geldi. Köylülerin yirmi yıl önce bataklığı kurutarak tarım arazisine dönüştürdüğü 200 dönümlük alan, Hilton otel işletmesine golf sahası yapılması amacıyla tahsis edildi. Bu durum, hem yerel halk arasında büyük bir rahatsızlık yarattı hem de köylülerin haklarına yönelik ciddi bir tehdit oluşturdu.
Otel işletmesi, kendilerine tahsis edilen bu alanı çevrelemek için harekete geçti. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na bağlı ekiplerle birlikte, iş makineleri Fevziye ve Sarıgerme mahallelerine girerek çalışma başlattı. Bu esnada, jandarma ekipleri de güvenlik önlemleri almak için bölgede hazır bulundu. Fakat, köylüler bu duruma büyük tepkiler gösterdi. Ecrimisil ödeme yoluyla arazileri kullanan yerel halk, topraklarının ellerinden alındığını belirterek protesto edildi.
Fevziye Mahallesi Muhtarı Ruhan Altınok, alanda 376 bin m2’lik bir alanın bölünerek 200 bin m2’lik kısmının golf sahası olarak tahsis edildiğini bildirdi. Altınok, “Hilton, babasının çiftliği gibi racon kesiyor. Halka hiçbir bilgi verilmiyor. İdare Mahkemesi’nde dava açtık. Ağaçlar kesiliyor. Vatandaşların elinde gerekli belgeler olmasına rağmen bu çalışmalar devam etmekte” açıklamasında bulundu. Bu durum, yalnızca doğal yaşamın değil, aynı zamanda yerel topluluğun geleceğinin de tehlikeye girdiğinin bir göstergesidir.
Köylüler ise arazilerinin bu şekilde işgal edilmesine büyük bir öfke besliyor. “Sınır çizip, tel çekip, arazilerimize el koyuyorlar. Geçimimizi sağladığımız bu toprakları almak istiyorlar” diyerek tepkilerini dile getirdiler. Tarım ürünleri yetiştiren köylüler, hayvanlarını besledikleri bu arazilerin kendileri için bir nefes kaynağı olduğunu ifade ediyorlar.
Bu durum, Fevziye Mahallesi’nin sadece bir bölgesel sorun olmanın ötesinde, köy halkının ekonomik ve sosyal yapısının da tehdit altına girmesine neden oluyor. Yerel halk, yıllarca emek verdikleri bu toprağın bir golf sahasına dönüşmesini istemiyor ve haklarını korumak için mücadele veriyorlar. Dava sürecinin önümüzdeki günlerde nasıl sonuçlanacağı merakla bekleniyor. Muğla ve çevresinde böyle taleplerin artması, benzer projelerin yerel halk üzerinde yaratabileceği olan olumsuz etkileri kamuoyuna taşıyor.
Fevziye Mahallesi’nde yaşanan bu gelişmeler, Türkiye’nin kırsal kesimlerinde devam eden tarım arazilerinin ve doğal kaynakların ticarete açılmasına dair daha geniş bir tartışmanın parçası. Yerel halkın itirazları ve hukuki yollara başvurarak haklarını aramaları, bu tür projelerin sosyal etkilerini gözler önüne seriyor. Bu durum, bölgede tarımsal faaliyetlerin ve kırsal yaşamın korunması adına atılması gereken adımları da gündeme getiriyor.
Sonuç olarak, Muğla’nın Ortaca ilçesindeki bu olay, sadece yerel bir mücadele değil, aynı zamanda toplumsal adalet arayışının ve doğal kaynakların korunmasının önemi hakkında düşünmemizi sağlayan bir durum. Fevziye Mahallesi’nde yaşananların sadece bir bölgesel mesele olmaktan çıkarak daha geniş bir alanda yankı bulması, halkın sesini duyacağı zamanları beklemesini gerektiriyor. Bu bağlamda, toplulukların kendi haklarını savunmaları ve doğal yaşam alanlarının korunması için gerekli farkındalığı artırmaları büyük bir önem taşımakta.