Gölyazı, Uluabat Gölü kıyısında, doğanın içinde yer alan köklü bir antik kenttir. M.Ö. 6. yüzyıla kadar uzanan geçmişiyle Roma ve Bizans dönemlerinden izler taşır. Apollon Tapınağı ve Kilisesi gibi tarihi yapılarıyla bilinir. Gölün etrafındaki yeşil doğa, ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim sunar. İlkbaharda yükselen sular, su üzerinde süzülen ördekler ve dar Arnavut kaldırımlı sokaklar, atmosferi büyüler. Ayrıca, gölde kayıkla balık tutma etkinlikleri, göl kıyısındaki balık pazarı ve evlerin önünde ağ diken kadınlar da ilgi çekicidir.
Gölyazı’da bulunan 750 yıllık çınar ağacı, bölgenin simgelerinden biridir. Uluabat Gölü’ne doğru uzanan köprünün başında yer alır ve ziyaretçilerin ilgisini çeker. Tarihi ve doğal güzelliğiyle dikkat çeker. Uluabat Gölü, 2-4 metre derinliği ve mistik havasıyla farklı bir atmosfere sahiptir. Gölde yapılan ada turları, ziyaretçilere benzersiz bir deneyim sunar. Sular çekildiğinde ortaya çıkan söğüt ağaçları ve sur kalıntıları, geçmişe doğru bir yolculuk yapmanızı sağlar. Zambak Tepesi’nden izlenen günbatımı da unutulmaz anılar biriktirmenizi sağlar.
Gölyazı’ya ulaşım oldukça kolaydır. Bursa’dan İzmir yönüne giderken, Uluabat Gölü’nü gördükten 5 kilometre sonra Gölyazı tabelasını göreceksiniz. Tabelayı gördüğünüzde, sola dönerek zeytin ağaçlarıyla çevrili güzel bir yoldan 5 kilometre ilerlediğinizde Gölyazı Köyü’ne ulaşabilirsiniz. Burası doğa ve tarihin buluştuğu bir noktadır. Romantik atmosferi ve tarihi dokusuyla ziyaretçilerini büyüler. Eşsiz manzaraları ve huzur veren ortamıyla misafirlerine unutulmaz anılar yaşatır. Gölyazı, ziyaret edilmesi gereken bir destinasyondur.