Güneş sisteminde bilinmeyen bir gezegene ait yeni kanıtlar bulunduğu açıklanırken, bu kanıtlar dokuzuncu gezegenin varlığına işaret edebilir. 1930 yılında keşfedilen ve Plüton olarak bilinen dokuzuncu gezegen, Uluslararası Astronomi Birliği tarafından gezegenlikten çıkartılmıştı. Plüton’un ötesinde bulunan yeni gezegenin ışık alması bakımından zor tespit edilmesi gerektiği belirtilir. Astrologlar, Güneş sisteminin kenarında yer alan cisimleri inceleyerek, dokuzuncu gezegenin varlığına dair güçlü kanıtlar elde ettiklerini belirtirler.
Güneş sisteminin Plüton’dan sonraki bölgesi, günümüzde bile gizemini korumaktadır. Bu bölgenin keşfedilmemiş uzay bölgesi olarak kabul edildiği ve hakkında hiçbir bilgi bulunmadığı belirtilir. Dokuzuncu gezegenin varlığının daha iyi anlaşılması amacıyla Vera C Rubin GözlemEvi’nin inşa edildiği ve 2025 yılında faaliyete geçmesinin beklendiği bilgisi paylaşılır. Gök bilimciler, Neptün’ün ötesinde yer alan cisimlerin hareketlerini inceleyerek, yeni gezegenin varlığına dair deliller bulduklarını açıklarlar.
Bilim insanları, Plüton’dan ötesinde yer alan cisimlerin hareketlerinin Neptün’ün yörüngesiyle etkileşime girdiğini ve bundan dolayı kararsız hale geldiğini belirtirler. Yeni çalışmada yapılan simülasyonlar aracılığıyla, dokuzuncu gezegenin varlığının güçlü kanıtlarının elde edildiği vurgulanır. Güneş sisteminin Plüton’dan sonraki bölgesinin henüz keşfedilmemiş olduğu ve bilinmeyen birçok cisim içerdiği ifade edilir. Bilim insanları, bu bölgeyi “keşfedilmemiş uzay bölgesi” olarak tanımlarlar.
Sonuç olarak, Güneş sistemindeki bilinmeyen bir gezegene ait yeni kanıtların bulunduğu ve bu kanıtların dokuzuncu gezegenin varlığına işaret edebileceği açıklanmıştır. Plüton’un gezegenlikten çıkarılmasının ardından, Plüton’dan ötesinde yeni bir gezegenin varlığına dair güçlü kanıtlar elde edilmiştir. Araştırmaların devam edeceği ve Vera C Rubin Gözlem Evi’nin 2025 yılında faaliyete geçerek bu konudaki çalışmalara katkı sağlayacağı belirtilmektedir.
