Güney Kore’de, yapay zekayla oluşturulan “sahte cinsel içerikli görüntülerin” ülkede infial yaratmasının ardından, Ulusal Soruşturma Ofisi Başkanı Woo Jong-soo’nun açıklamasına göre, söz konusu görüntülerin Telegram adlı mesajlaşma uygulamasında yer aldığı öne sürüldü. Bu durum, Telegram’a karşı “suça yataklık” suçlamasıyla ön soruşturma başlatılmasına neden oldu. Telegram’ın bazı verilerini devlet soruşturma organlarıyla paylaşmıyor olması, soruşturmayı zorlaştırıyor. Bu nedenle, polis Fransız makamları ve uluslararası kurumlarla işbirliği yaparak Telegram’ı soruşturmayı planlıyor.
Güney Kore’de yaşanan “deepfake” skandalları, okul ve üniversitelerle bağlantılı sohbet gruplarında manipüle edilmiş ses ve görüntülerle cinsel içerikli görüntülerin paylaşılmasına yol açtı. Bu durum, çoğunlukla kadın ve kız çocuklarının mağdur olduğu deepfake yöntemiyle yapıldı. Sosyal medya kullanıcıları, tanıdık oldukları kişilerin fotoğraflarını paylaşarak sahte görüntülerin oluşturulmasına olanak tanıdı. Bu durum, Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol tarafından dile getirilerek, söz konusu görüntüleri yayma eyleminin gençler arasında yaygın olduğu vurgulandı.
Konuyla ilgili yapılan polis soruşturması sonucunda, 28 yaşındaki bir kişi, yaklaşık 400 deepfake videosu üretmek ve 1700’e yakın sahte görüntüyü internet üzerinde paylaşmaktan suçlu bulundu. Bu durum, 133 binden fazla üyesi bulunan ve çoğunlukla ortaokul, lise ve üniversite öğrencileri ile öğretmenleri içeren gruplarda paylaşılan sahte görüntülerin ciddiyetini ortaya koydu. Ayrıca, askeri personelin de bu skandallardan etkilendiği belirtildi.
Güney Kore’de bu tür skandalların artması ve gençlerin mağduriyet yaşaması, toplumda büyük tepkilere neden oldu. Bu durum, Telegram gibi platformların güvenlik önlemlerinin artırılmasının ve yasal düzenlemelerle desteklenmesinin önemini bir kez daha gündeme getirdi. Ulusal Soruşturma Ofisi’nin Telegram üzerinde yürüttüğü soruşturma, uluslararası işbirliğiyle desteklenerek, suçluların adalete teslim edilmesi ve benzer skandalların önlenmesi için çaba sarf edileceği belirtildi. Bu tür olayların tekrar yaşanmaması ve gençlerin korunması için uluslararası toplum tarafından da desteklenen önlemler alınması gerektiği vurgulandı.
