Keçiören ilçesinde yaşayan Zehra G., 31 yıllık evliliklerinin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği iddiasıyla 2015 yılında Halil S.’ye boşanma davası açtı. Ankara 7. Aile Mahkemesi, Halil S.’nin Zehra G.’ye aylık 500 TL nafaka ödemesine karar verdi ve çiftin 2018 yılında boşanmasına hükmetti. Zehra G., 2021 yılında avukatı aracılığıyla Ankara 25. Aile Mahkemesi’ne ‘mal paylaşımı davası’ açtı. Mahkeme, mal paylaşımı için bilirkişi raporu istedi. Geçtiğimiz ay mahkemeye sunulan 10 sayfalık raporda, Keçiören ve Kahramankazan’da alınan taşınmazların değeri belirlenerek Zehra G.’ye bir yarısı, Halil S.’ye diğer yarısı önerildi. Duruşma kasım ayına ertelendi.
Duruşma öncesinde Halil S., mahkemeye 3 sayfalık dilekçe sunarak bilirkişi raporuna itiraz etti. Dilekçesinde adaleti kabul etmediğini belirterek Zehra G.’yi suçladı ve tehdit etti. Zehra G., avukatı aracılığıyla 2. Aile Mahkemesi’ne başvurarak Halil S. hakkında 1 ay süreyle uzaklaştırma kararı aldırdı. Zehra G., eski eşinin tehditleri nedeniyle can güvenliğinin olmadığını ve endişeli olduğunu ifade etti. Halil S.’nin şiddet eğilimli ve tehditkar olduğunu söyleyerek polisten yardım istedi.
Zehra G., Halil S.’nin tehdit içerikli dilekçesi üzerine dava açarak şikayette bulundu. Savcılık tarafından 1 aylık uzaklaştırma kararı verildi ancak Zehra G., hala tehdit altında olduğunu ve endişe içinde olduğunu belirtti. Polis tarafından KADES uygulamasını indirmesi önerilen Zehra G., can güvenliği olmadığını ve karşı tarafın Ankara’da yaşadığını bildiğini dile getirdi. Halil S.’nin şiddet eğilimine sahip olduğunu ve kendisine şiddet uyguladığını belirten Zehra G., ceza almasını ve huzur içinde yaşamak istediğini söyledi.
Zehra G.’nin can güvenliğini tehdit altında hissetmesi ve eski eşi Halil S.’nin şiddet eğilimine sahip olması durumunda mahkemenin adil bir karar vererek Zehra G.’ye koruma sağlaması gerekmektedir. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve mağdurların korunması için gerekli tedbirlerin alınması önem arz etmektedir. Zehra G.’nin can güvenliğinin sağlanması ve Halil S.’nin tehditlerinin ciddiye alınması gerekmektedir. Bu tür vakalarda adaletin tecelli etmesi ve mağdurların korunması büyük önem taşımaktadır.
