“`html
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması üzerine sert bir tepki gösterdi. Hatimoğulları, Türkiye’deki tüm insanların, her bir siyasi iradenin üstünde olduğunu vurgulayarak, “85 milyon insan her siyasi iradeden büyüktür” ifadesini kullandı. Bu yorum, Türkiye’de siyasi iklimin ne kadar gergin olduğunun bir yansıması olarak dikkat çekti.
Hatimoğulları, aynı zamanda CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile birlikte yaptığı görüşmenin ardından bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda, Hatimoğulları’nın açıklamaları büyük bir dikkatle takip edildi. Olayın Türkiye’nin ekonomik durumunu nasıl etkilediğine dikkat çeken Hatimoğulları, “Türkiye sadece dün yaşanan operasyonla bir anda neredeyse yüzde 3 oranında bir fakirleşme yaşadı. Borsa çöktü, döviz fırladı, büyük bir yoksullaşmayla karşı karşıya kaldı. Türkiye’nin tamamını ateşe atmaktan çekinmeyenler, şunu iyi bilmeli ki 85 milyon insan herkesten ve her siyasi iradeden daha büyüktür” diye belirtti. Bu şekilde, Hatimoğulları, İmamoğlu gibi popüler bir siyasi figürün gözaltına alınmasının ardındaki derin ekonomik sorunları da gündeme getirmiş oldu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel de bu basın toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Özellikle, dayanışmanın ve beraberliğin önemine vurgu yaparak, “Biz Nevruz meydanlarında toplanmayla Saraçhane’de dayanışma için toplanmayı birbirinden ayrı görmüyoruz” dedi. Özel, hem Nevruz’un hem de İmamoğlu’na destek olan eylemlerin kardeşliğe ve barışa dayandığını, bu nedenle bu tür eylemlerin önemine dikkat çekti. “İkisi de kardeşliğe, barışa dair toplanmalardır, dayanışmalardır. Nevruz da çekilen halayları biz İmamoğlu ile dayanışma, her türlü hukuksuzluğa karşı direnme ve meydan okuma olarak görürüz.” şeklinde ifadelerde bulunarak, bu tür eylemlerin yalnızca belli bir siyasi görüşe ait olmadığını belirtti.
Özel ayrıca, tüm vatandaşları sandıklara ve sürece sahip çıkmaya davet etti. Bu bağlamda, 1930 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün yerel seçim mahalli idareler sandığını halkın önüne koyduğunu hatırlatarak, “O sandığa bugün sahip çıkamazsak, yerel seçim sandığının sonucuna sahip çıkamazsak o sandık bugün giderse, sıra 1936’da konulmuş genel seçim sandığına gelir” dedi. Bu sözler, sandığın ve demokrasi mühürlerinin korunmasının önemine işaret ediyor.
Bu olaylar Türkiye’nin politik atmosferini daha da tedirginleştirirken, muhalefet partileri arasında bir birliktelik oluşturma çabaları da dikkat çekiyor. Hatimoğulları ve Özel’in birlikte düzenlediği basın toplantısı, hem İstanbul’da hem de Türkiye genelinde siyasi bir dayanışmanın sembolü haline gelmiş durumda. Hatimoğulları’nın ve Özel’in ifadeleri, İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının sadece onun şahsını değil, Türkiye’nin genel politika ve ekonomi durumunu da tehdit ettiğini gösteriyor.
Sonuç olarak, bu tür olaylar Türkiye’deki siyasi dinamikleri etkileyen önemli kırılma noktaları olarak değerlendiriliyor. Muhtemel bir ekonomik çöküntü ve siyasi istikrarsızlık endişeleri, toplumda büyük tartışmalara yol açmakta. Hatimoğulları ve Özel’in bu durumu sahiplenmeleri, diğer muhalefet partileri ile birlikte bir araya gelip yeni bir mücadele süreci başlatma olasılığını güçlendiriyor. Bu da halkın hangi yönde bir karar vereceği konusunda kritik bir dönemeci temsil ediyor.
“`