Bursa ilinin CHP’li Osmangazi Belediyesi’ne bağlı Hamitler Sokak Hayvanları Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nde yaşanan trajik bir olay medyanın gündemine yerleşti. İddialara göre, merkezdeki hayvanlar sistematik bir şekilde katledilip, cesetleri ise çöplüğe atıldı. Hayvanseverler daha önce de benzer olaylarla ilgili ihbarlar aldıklarını belirterek, Hamitler Şehir Çöplüğü’ne gitme kararı aldılar. Bu noktada, Osmangazi Belediyesi’ne ait çöp kamyonlarının çöplüğü boşalttığı anlarda, hayvanseverler ciddi bir tehlikeyle yüzleşti.
Çöp poşetlerini inceleyen hayvanseverler, karşılaştıkları manzaradan büyük bir dehşete kapıldılar. İç içe geçmiş siyah çöp poşetlerinin içinden, her biri kanlar içinde kalmış çok sayıda kedi ve köpek ölüsü çıkması, izleyenleri derinden sarstı. Bu korkunç görüntüler, cep telefonları ile anbean kaydedildi. Çevrede toplanan hayvanseverlerin gördüğü manzara, mideleri kaldıracak cinsten olduğu kadar, hayvanların çektiği acıyı da gözler önüne seriyordu.
Bu durumu kaydeden hayvanseverlerden biri olan Besim Sezgin, yaptığı açıklamada “Hamitler Barınağı’nda kulağı küpeli hayvanları itlaf edip çöp poşetlerine koyup çöplüğe atmışlar. Tek kelimeyle çok acı bir olay. Hayvanları sevmeyen insanların insanları sevmesi de mümkün değil” şeklinde bir ifade kullandı. Sezgin, ayrıca sokak hayvanları adına yapılan etkinliklerin sadece gösterişten ibaret olduğuna dikkat çekti. 4 Ekim Dünya Sokak Hayvanları Günü’nde pek çok belediye başkanının sokak hayvanlarını sahiplenerek bunların üzerine basitçe yürüdüğünü, fakat yaşanan olayla bunun aslında sadece bir yanılsama olduğu anlaşıldı.
Olayın ardından, hayvanseverler olayla ilgili olarak yasal süreç başlatarak savcılığa suç duyurusunda bulunma kararı aldı. Bu durum, sadece bireysel bir tepkiden öte, tüm hayvansever camiasının tepkisini çekti. Kurumsal bir devlet kurumu olan Osmangazi Belediyesi’nin bu duruma kayıtsız kalınması, bazı çevrelerde ciddi tartışmalara yol açtı. Özellikle sosyal medya üzerinden bu görüntülerin paylaşılması ile birlikte, kamuoyunda büyük bir infial oluştu. Bu olay, pek çok insanı derinden yaraladı ve hayvan hakları konusunda daha fazla farkındalık yaratma çabalarına davetiye çıkardı.
Hayvanseverlerin durumu yerinde incelemeleri ve kayda almaları, bu tür olayların yalnızca Bursayla sınırlı kalmadığını, Türkiye genelinde hayvanlara karşı işlenen suçların bir göstergesi olduğunu ortaya koyuyor. Bu olay, hayvanların nasıl görünmez hale getirildiğine dair, toplumsal bir eleştirinin de kapılarını araladı. Her yıl daha fazla sayıda insan, sokak hayvanlarına sahip çıkma gerektiğini savunurken, bu tür skandalların yaşanması, hayvan hakları konusunda bir devrim niteliğinde daha fazla adım atmayı zorunlu kılmakta.
Hayvanseverler ve aktivist gruplar ise konuyu daha fazla gündeme taşımak ve bilinçlenme sağlamak amacıyla sosyal medya üzerinde kampanyalar başlattı. Bu olayın ardından, hayvan haklarına yönelik yasal düzenlemelerin sıkılaştırılması ve denetimlerin artırılmasına dair talepler hız kazandı. Türkiye genelinde sokak hayvanlarına yönelik koruma ve bakım merkezlerinin işleyişinin gözden geçirilmesi gerektiği konusunda geniş bir mutabakat sağlamış durumda.
Sonuç olarak, Bursa’daki bu acı olay, yalnızca bir yerel skandal olmaktan öte, hayvan hakları konusunda tüm ülkede bir harekete dönüşebilecek potansiyeli taşıyor. Hem kamuoyunun hem de yetkililerin bu duruma karşı duyarlı olmasını sağlamak adına, hayvanseverlerin