Heybeliada Sanatoryumu, Çam Limanı ve Burgazada’daki Madam Martha Koyu, son zamanlarda yapılan ihale nedeniyle büyük tartışmalara sebep oldu. Özellikle Martha Koyu’nun Burgazada’daki yerin ticari faaliyetlere açılması planı, değeri paha biçilemez olarak nitelenen koyun korunmasını tehlikeye attı. Martha Koyu Dayanışması ve Burgazada Mahalle Meclisi, konuyla ilgili sosyal medya hesapları üzerinden tepki göstererek koyun Marmara Denizi’ne oksijen sağlayan deniz çayırlarının bulunduğu özel bir ekosistem olarak korunması gerektiğini vurguladı. Adalar Belediyesi de Martha Koyu için yürütmeyi durdurma talepli bir iptal davası açarak, koyun korunması gerektiğini savundu.
Adalar Belediye Başkanı Ali Ercan Akpolat ise Heybeliada Sanatoryumu- Çam Limanı ve Madam Martha Koyu’nun doğal sit koruması altında olduğunu belirterek, deniz çayırlarının bulunduğu koyun balık yavruları için korunaklı bir alan oluşturduğunu vurguladı. Vakıflar Genel Müdürlüğü İstanbul 2. Bölge Müdürlüğü tarafından yapılan kiralama ihalesinin iptali için Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne başvuru yapıldığını açıkladı. Ancak bu başvurular ve itirazlara rağmen ihale süreci devam etti ve sonuçlandı.
Martha Koyu ve deniz çayırlarının korunması önemli bir konu olarak tartışma yarattı. Adalar Belediyesi, Martha Koyu’nun ticari faaliyetlere açılmasına karşı çıkarken, sivil toplum örgütleri ve mahalle meclisleri de koyun ekolojik dengenin korunması ve deniz çayırlarının yaşatılması için mücadele veriyor. Ancak ihale sürecinin sonuçlanmasıyla birlikte Martha Koyu’nun geleceği belirsizliğini koruyor. Ada halkı ve çevreciler, bu değerli alanın korunması ve doğal yaşamın devam etmesi için mücadeleyi sürdürüyor.
Martha Koyu’nun kıymeti bilinmeli ve korunmalıdır. Deniz çayırlarının, deniz canlılarının ve doğal yaşamın devamı için bu tür ekosistemlerin korunması büyük önem taşımaktadır. Ada halkının ve çevrecilerin gösterdiği duyarlılık bu alanın geleceği açısından kritik bir rol oynamaktadır. Martha Koyu’nun korunması için yapılacak her türlü mücadele desteklenmeli ve önemsenmelidir. Gelecek nesillere temiz ve sağlıklı bir çevre bırakabilmek adına doğal yaşam alanlarının korunması herkesin sorumluluğudur.