Van’da 15 Şubat 2000 tarihinde gerçekleşen operasyon sonucu Hizbullah terör örgütüne yönelik iki ayrı hücre evine baskın düzenlendi. Bu operasyonda 5 özel Özel Harekât polisi şehit olurken, 5 tetikçi de öldürüldü. Polis, ele geçen örgütsel dokümanlardan yola çıkarak terör örgütünün askeri kanat yapılanmasına yönelik çalışmalarını sürdürdü. Operasyon sonucunda aralarında 11 tetikçinin de bulunduğu 47 Hizbullahçı yakalandı.
Tutuklu olan tetikçiler, cinayetlerini savcı huzurunda detaylı bir şekilde anlattı ve suçlarını itiraf etti. Mahkeme sürecinde Cömert Yorgun, Murat Kayacan, Bilal Yararlı, İsmail Balka, Gürsel Aldemir ve diğerleri ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Ancak, 2019 yılında 11 tetikçi, yeniden yargılama talebinde bulundu ve bu talep kabul edildi. Yeniden açılan duruşmada tetikçiler, suçsuz olduklarını ve Hizbullahçı olmadıklarını belirterek beraatlerini talep etti. Duruşma savcısı, sanıkların gözaltında işkence gördüğünü ve delil yetersizliği olduğunu iddia etti. Mahkeme, sanıkların beraatine karar verdi ve devletten tazminat talep etmelerine izin verdi.
Dosyada taraf olan 23 kişinin yakınlarına ve 27 yaralıya tebligat yapılmadı ve duruşma savcısı istinaf yoluna gitmediği için karar kesinleşti. Tetikçiler, tutuklu kaldıkları süre için Hazine Bakanlığı’na maddi ve manevi tazminat davası açtı. İlk dava sonucunda Cömert Yorgun’a 431 bin 382 lira tazminat ödenmesine karar verildi ancak Hazine avukatları bu kararı istinaf mahkemesine taşıdı.
Mahkemenin “FETÖ’cüler yargıladı” diyerek beraat kararı verdiği 11 Hizbullah tetikçisiyle ilgili olaylarda; polisler ve sivil vatandaşların öldürülmesi, gazeteci Orhan Karaağar’ın hayatını kaybetmesi, market ve tekel bayilerin yakılması sonucu 6’sı polis, 3’ü gazete dağıtımcısı ve 27 vatandaşın yaralanması gibi vahim olaylar yaşanmıştır. Tetikçilerin beraat etmesiyle birlikte, 2000 yılında yaşanan bu karanlık dönemde 23 canın kanı yerde kalmış ve adalet arayışı devam etmektedir.