Hollandalı uyuşturucu baronu Joseph Johannes Leijdekkers ve şebekesine yönelik Avrupa genelinde başlatılan “Cherokee” soruşturması, Leijdekkers’in İstanbul ve Bodrum’da bulunduğu bilgisinin ardından Türkiye’ye uzandı. Geçtiğimiz yıl Türkiye’de yapılan üç ayrı operasyonla birlikte şebeke üyelerinden birçok kişi gözaltına alındı. Emniyetin talebi üzerine oluşturulan MASAK raporunda, şebeke üyelerinin kara paralarını nasıl aklandığına dair detaylar yer aldı.
Rapora göre Leijdekkers’in yanı sıra, suç örgütünün Türkiye ayağında faaliyet gösteren Abdullah Alp Üstün liderliğindeki grup, uluslararası uyuşturucu ticaretinden elde ettikleri geliri birlikte aklamıştı. Etiler’deki ünlü bir oto galerisinin sahibi olan Hasan Lala ise kara paranın aklanmasında aktif rol almıştı. Lala’nın gerçek sahibi olduğu ancak resmi kayıtlara başka birinin adının geçtiği 7 farklı şirketin kara paranın aklanmasında kullanıldığı tespit edildi.
Şebeke tarafından suçtan elde edilen nakit parayla bazı kişi ve şirketler üzerinden sıfır araç alındığı ve bu araçların aynı gün ya da kısa süre içerisinde başka şirketlere satıldığı belirlendi. Hasan Lala’nın eşi Duygu Lala ve yakınları tarafından alınan araçlar da incelenerek şebekenin nasıl hareket ettiği ortaya çıkarıldı. Duygu Lala’nın kullanımına verilmek üzere alınan bir Mercedes marka aracın suçtan elde edilen nakit parayla başka bir şirkete sıfır olarak aldırıldığı ve aynı gün içinde Hasan Lala’nın kontrolündeki otomotiv firması tarafından satın alındığı, ardından aynı gün Lala ailesinin avukatına satıldığı belirlendi. Bu durumda aynı aracın bir günde üç kez satıldığı ortaya çıktı.
Örgütün mali ilişkilerinin derinlemesine incelendiği raporda, kara paraların aklanmasında dikkat çeken detaylar ön plana çıktı. Türkiye’deki ve uluslararası arenadaki işbirlikleri sonucunda suçlu grupların faaliyetlerinin deşifre edildiği belirtilirken, Ankara ve Amsterdam arasında gerçekleştirilen operasyonlar neticesinde önemli isimlerin tutuklandığı rapor edildi.
Sonuç olarak, Joseph Johannes Leijdekkers’in önderliğindeki suç örgütünün Türkiye’de de etkin olduğu ve kara paralarını aklayarak yasal çerçeve içinde hareket ettikleri koordineli bir şekilde MASAK raporu ile belgelendi. Bu rapor, uluslararası işbirlikleri ve detaylı incelemeler sonucunda suç örgütleriyle mücadelede Türkiye’nin kararlılığını ve etkili işbirliğini ortaya koymaktadır.