TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e, kişilik haklarına saldırıda bulunduğu gerekçesiyle 100 bin liralık manevi tazminat davası açtı. Akar’ın avukatı Samet Can Olgaç tarafından Ankara nöbetçi asliye hukuk mahkemesinde açılan davanın dilekçesinde, Akar’ın bir program sırasında eğitim ve öğretimle ilgili düşüncelerini paylaştığı, konuşmasının bazı kesimlerce amacından saptırıldığı ve sadece bir kısmının servis edildiği ileri sürüldü. Dilekçede, Özel’in, 11 Eylül’de Akar’ın konuşmasına yönelik sarf ettiği ifadelerin hakaret unsuru taşıdığı ve eleştiri kapsamında görülemeyeceği, ağır hakaret ve iftira mahiyetinde olduğu kaydedildi. Bu açıklamaları nedeniyle Özel’in 100 bin lira manevi tazminat ödemesine hükmedilmesi istendi.
Eski Milli Savunma Bakanı ve AKP Kayseri Milletvekili Hulusi Akar, katıldığı bir programda eğitimle ilgili tartışma yaratan sözler sarf etti. Akar, eğitimin amacının bilgi değil, bir Allah korkusu ve kuldan utanma olduğunu belirterek ateistle, deistle, LGBT bireylerle, uyuşturucu kullanımıyla mücadele edilmesi gerektiğini savundu. Bu sözler, politik bir tartışmaya yol açtı ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in tepkisini çekti.
CHP lideri Özgür Özel, Akar’ın sözlerine cevap olarak, onu siyasal İslamcı biri olarak nitelendirdi. Özel, Akar’ı siyasal İslamcı olarak tanımlayarak eleştirilerde bulundu ve Akar’ın askeri geçmişine vurgu yaptı. Özel, Akar’ın siyasi geçmişi hakkında da sert ifadeler kullandı ve Türkiye’nin talihsizliği olarak nitelendirdi.
Akar’ın tartışmalı sözleri ve Özel’in tepkisi arasındaki polemik, meclis genel kurulunda da devam etti. Özel, Akar’a karşı sert eleştirilerini sürdürdü ve onun siyasi duruşunu eleştirdi.
Bu gelişmelerin ardından, Hulusi Akar’ın avukatı tarafından Özgür Özel aleyhine açılan 100 bin liralık manevi tazminat davası, siyasi ve hukuki bir polemiğe dönüştü. Her iki taraf da iddialarını mahkemede ispat etmeye çalışacak ve dava süreci devam edecek.
Sonuç olarak, Hulusi Akar ve Özgür Özel arasındaki bu polemik, Türkiye’nin siyasi gündemine damgasını vurmuş durumda. İki taraf arasındaki tartışma, siyasi görüş ayrılıklarını ve farklı ideolojilere sahip olmalarını yansıtırken, hukuki süreç de bu tartışmanın boyutunu genişletecek gibi görünüyor. Her iki tarafın da iddialarını mahkemede açıkça ortaya koyması ve davanın sonucu, Türk siyasi tarihinde önemli bir yer edinebilir.
