İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından, bu duruma karşı parti içindeki tepkiler gün yüzüne çıkmaya başladı. Eski Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Milletvekili Hüseyin Kocabıyık, partisine yönelik eleştirilerini açıkça dile getirmiş ve bu durum onun için son derece önemli bir adım olmuştur. Kocabıyık, partisiyle yaşadığı bu uçurumdan dolayı büyük üzüntü duymakta ve sessiz kalmamayı tercih etmektedir.
Daha önce AKP çatısı altında hizmet vermiş biri olarak, Kocabıyık, İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından yaşanan gelişmelere kayıtsız kalmamıştır. Geçtiğimiz günlerde, bu tavrı nedeniyle partisi tarafından ihraç edilmiştir. Bu ihraç kararı, onun bu süreçte gösterdiği kararlılık ve duruşun bir yansıması olarak değerlendirilmektedir.
Ancak ihraç kararının ardından, Hüseyin Kocabıyık’tan dikkat çekici bir boykot kararı gelmiştir. Sosyal medya platformları üzerinden gündeme getirdiği eylemi, dikkat edilmesi gereken önemli bir toplumsal meseleyi vurgulamaktadır. Kocabıyık, kendi çapında başlattığı bu eylemin hukuksuzluklara karşı bir tavır sergilemek olduğunu belirtmiştir. Yapmış olduğu paylaşımda, “Ülkemdeki hukuksuzluğa karşı kendi çapımda mütevazı bir eyleme başladım” ifadelerini kullanarak bu eylemin nedenini açıklamıştır.
Hüseyin Kocabıyık, duyurusunu yaptığı eylem çerçevesinde, yakın ve uzak dostları, arkadaşları, akrabaları ve tanıdığı hakim ve savcılarla kesinlikle görüşmeyeceğini, telefonlarına cevap vermeyeceğini ve selamlaşmayacağını vurgulamıştır. Kocabıyık, bu eylemi gerçekleştirirken, hukuksuzluklara karşı bir tepki vermeye çalıştığını ifade etmektedir. Kamuoyuna açık bir biçimde yapılan bu çağrı, adaletin sağlanmadığı bir ortamda bazı kişilerin adaletsiz düzenin bir parçası olmayı seçtiği düşüncesine dayanarak gerçekleştirilmiştir.
Bu noktada Kocabıyık, adaletin bir yandan tehlikeye girdiğini, diğer yandan ise bu durumu gözlemleyip susanların sorumluluğunun da büyük olduğunu belirtmiştir. Bütün bunların yanı sıra, onun bu kararının ve duruşunun ne denli önemli olduğu, günümüzde adaletin sorgulanmasına dair bir tartışmayı beraberinde getirmektedir.
Kocabıyık’ın bu eylemi, toplumsal adalet arayışını temsil eden bir hareket olarak algılanabilir. Geçmişteki bir siyasi figürün, mevcut hukuki düzeni sorgulaması ve bu sorgulama sürecinde kendi yakın çevresiyle olan ilişkilerini tamamen askıya alması, dikkat çekici bir olgudur. Bu durumu Türk siyasetinde bir kırılma noktası olarak değerlendirmek mümkün; çünkü genellikle siyasi figürlerin eylemleri, yalnızca siyasi konularla sınırlı kalmaz, toplumsal değişimi de etkilemektedir.
Hüseyin Kocabıyık, özellikle Türkiye’nin güncel siyasi ikliminde adalet konusunu gündeme getirirken, hem partisini hem de toplumu derinden etkileyen bir karar almış bulunmaktadır. Kamuoyunda geniş yankı uyandıran bu durum, belki de diğer siyasi figürlere de örnek teşkil edecek bir dayanışma ve tepki oluşturma biçimini temsil edebilir. Kendi eylemiyle birlikte, Kocabıyık, diğer hukuk insanlarını da adaletin sağlanması adına harekete geçmeye davet etmektedir.
Sonuç olarak, Kocabıyık’ın başlattığı bu eylem, sadece kendi partisiyle olan ilişkisini değil, aynı zamanda Türkiye’deki hukuki yapıyı ve adalet anlayışını sorgulayan önemli bir adım olmuştur. Kocabıyık, hukuksuzluklara karşı durmak adına