İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı olan Ekrem İmamoğlu, Ahmak Davası olarak bilinen ve hakkında siyasi yasak istenilen davaya ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. İmamoğlu, bu davanın belli kesimlerde kurgulanmış ucuz bir siyasi mühendislik projesi olduğunu belirtti. Aynı zamanda İmamoğlu, duruşmaya katılmak için üçüncü kez başvuruda bulundu. 23 senedir iktidar olan AKP’nin bu davanın arkasında olduğunu iddia eden İmamoğlu, demokrasiye zarar veren bu tür tuzakların millet tarafından bozulacağını ifade etti.
İmamoğlu, kendisinin davaya katılma talebinin, söz konusu yöneticiye savunma hakkı tanınması gerektiğine inandığını ve bu ızdırap dolu süreçte milletinin açlık ve yoksulluğu nedeniyle çektiği acıları da dile getirdi. Ülke genelinde yaşanan ekonomik sıkıntıları ve halkın maruz kaldığı yoksulluğu vurgulayan İmamoğlu, emekli maaşlarının düşüklüğüne ve işçilerin yaşadığı ekonomik zorluklara dikkat çekerek halkının yaşadığı zorlukları dile getirdi.
İmamoğlu, dış politikanın olumsuz bir şekilde etkilenmesi konusunda da endişelerini dile getirdi. Hamaset dışında bir şey üreten başarısız bir dış politika izlendiğini belirterek eleştirilerde bulundu. Ayrıca, Ahmak Davası olarak bilinen davanın aslında İstanbul’un seçilmiş başkanı olarak kendisine karşı değil, milletin iradesine karşı açık bir darbe girişimi olduğunu ifade etti.
İmamoğlu, davanın tamamen siyasi bir süreç olduğunu savunarak belli çevrelerde kurgulanmış ucuz bir siyasi mühendislik projesi olduğunu dile getirdi. Hukuki olmaktan ziyade siyasi bir dava olduğunu belirten İmamoğlu, iktidarın sandıktaki mağlubiyeti kabul edememesi nedeniyle yargıyı manipüle etmeye çalıştığını belirtti. Sonuç olarak, bu davanın siyasi bir leke olduğunu ve görevini halk iradesine adayan bir yönetici olarak halkının yanında olacağını vurguladı.
Ekrem İmamoğlu’nun Ahmak Davası ile ilgili yaptığı açıklamalar, halk iradesine ve demokrasiye olan saygısını ve kararlılığını ortaya koymuştur. İmamoğlu, siyasi yasaklarla karşı karşıya kalmasına rağmen milletin kararlılığı ve desteğiyle bu süreci aşacağına inancını dile getirmiştir. Ayrıca, hukukun üstünlüğüne, adalete ve demokrasiye olan inancını yinelemiş ve sürecin en yüksek cesaretle takip edileceğini belirtmiştir. Bu sürecin, Türkiye’nin demokratik değerlerine olan bağlılığını ve halkına verdiği değeri bir kez daha göstermektedir.
