İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen kapsamlı bir soruşturma ile ilgili olarak toplamda 20 ayrı iddianame hazırlandı. Bu iddianamelerde öne çıkan isimlerden biri olan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında gerçekleştirilen soruşturma detaylarına yer verilmektedir. İddianamelerde, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) tarafından 19 Mart 2023 tarihinde yapılan çağrı ile birlikte, İstanbul Büyükşehir Belediyesi binasının önünde ve Saraçhane Parkı’nda topluluk oluşturulması için bir araya gelinmesi gerektiği hatırlatılmaktadır.
Özellikle 23 Mart’ta meydana gelen olaylara dikkat çekilmektedir. İlgili tarihte toplanmak üzere buluşan kitlenin, İstanbul Valiliği tarafından alınmış olan karar gereğince 19-23 Mart tarihleri arasında gerçekleştirilecek tüm toplantı, yürüyüş ve protesto eylemlerinin yasaklandığını bilmesine rağmen, bu yasaklamayı hiçe sayarak bir araya gelmeye devam ettikleri belirtilmektedir. Bu durum, güvenlik güçlerinin de müdahale etmesine sebep olmuştur.
Saldırarak Taşkınlık Gösterdiler
İddianamelerde yer alan bilgiler ışığında, yasaklama kararının resmi olarak tebliğ edilmesine rağmen, eylemcilerin kitlesel bir şekilde dağılmayı reddettiği ve kolluk kuvvetlerine saldırarak taşkınlık yaptığı vurgulanmaktadır. Bu gibi durumlarda, dağılmayı reddeden ve sokakta yer alan direniş gösteren eylemcilere orantılı bir müdahale gerçekleştirildiği anlatılmakta ve bu süreçte bazı şüphelilerin yakalandığı ifade edilmektedir. Yapılan eylemler, yasadışı bir nitelik arzetmekte olup, güvenlik güçlerinin müdahale gerekçelerini meşrulaştırmaktadır.
819 Şüpheliye İddianame
Hazırlanan 20 ayrı iddianamede toplamda 819 şüphelinin “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” suçundan yargılandığı belirtilmektedir. Söz konusu şüphelilerin, olayların gerçekleştiği tarihe göre 6 ay ile 3 yıl arasında hapis cezası ile cezalandırılmaları talep edilmektedir. Bu 819 şüpheliden 278’inin tutuklu olduğu, dolayısıyla cezaevinde bulunduğu öğrenilmiştir. Ayrıca, 10 şüphelinin firarda olduğu ve bu kişiler hakkında halen soruşturma sürecinin devam etmekte olduğu bildirilmektedir.
Genel olarak, İstanbul’daki bu protesto eylemleri ve onları takip eden yasaklama kararları, kamuoyunda geniş yankı uyandırmış ve çeşitli tartışmalara neden olmuştur. Bu olayların yargıya intikal etmesi, adalet sisteminin işlemesi açısından önem taşımaktadır. Ayrıca, yürütülen soruşturmalar ve hazırlanan iddianameler, Türkiye’deki ifade özgürlüğü, toplumsal hareketler ve demokratik haklar üzerine geniş bir tartışmanın da ateşleyicisi olmuştur.
Sonuç olarak, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturmalar ve neticesinde hazırlanan iddianameler, Türkiye’de yürütülen protestoların yasallığı ve bu eylemlere karşı alınan önlemler konusunda önemli sorular ortaya çıkarmaktadır. Gözler şimdi, yargının bu konudaki tutumunu nasıl belirleyeceğine çevrilmiştir. Gelişmelerin izlenmesi ve tarafların nasıl bir strateji geliştireceği, toplum üzerindeki etkileri açısından merakla beklenmektedir.