Son dakika haberi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki (İBB) yolsuzluk ve rüşvet suçlarına karışan şüphelilere yönelik yürütülen soruşturmanın detayları ortaya çıkmaya devam ediyor. Bu kapsamda tutuklanan ve İmamoğlu’nun finansal destekçisi olduğu iddia edilen Hüseyin Köksal’ın şoförü olan Servet Yıldırım’ın telefon kayıtları gün yüzüne çıktı. Bu tapelerde, yolsuzluklara karışan isimler ve yapılan işlemler hakkında dikkat çekici diyaloglar yer alıyor.
Şoför Servet Yıldırım’ın, ağabeyi Güven Yıldırım ile 30 Ocak tarihinde gerçekleştirdiği bir görüşmede sarf ettiği sözler oldukça dikkat çekici. Servet, konuşmasında “Acemi hırsızlar” ifadesini kullanırken, Güven Yıldırım da mevcut yolsuzlukların boyutunu vurgulayarak “Usta, acemi macemi ama fena götürüyorlar ya, fena korkunç rakamlar” demekte. Buradan, gerçekleştirilen rüşvet ve yolsuzluk işlemlerinin büyüklüğünün altı çizilmiş olmaktadır.
Servet Yıldırım ayrıca, Emrah Bağdatlı isimli şahısla ilgili de yorumda bulunarak, “Tabii tabii, o Emrah Bağdatlı’ya baksana. Kaça almıştır abi? 100-150 milyondan aşağı değildir, fazladır belki de” ifadelerini kullanıyor. Bu sözlerin ardından, Süiçme İBB ve ilişkili şirketlerin olası yolsuzluklarına dikkat çeken Yıldırım, “Devlet gün geldi mi hepsini koyar ortaya” mesajını vererek hukuki sürecin ilerleyişini ima etti.
Yıldırım’ın bir başka konuşması ise E.Ö. isimli bir kişiyle yaptığı görüşmede geçiyor. Burada, İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü Tuncay Yılmaz ve İBB Medya AŞ Yönetim Kurulu Başkanı olduğu düşünülen Murat Ongun’a dair ifadeler yer almakta. Servet, “Ya bu Emrah Bağdatlı’nın yaptığı servete bak ya? O Tuncay, Murat” diyerek bu iki kişinin servetini sorguluyor. E.Ö. ise yanıt olarak, “Tuncay kasaba soyguncusu” şeklinde sert bir ifade kullanıyor, bu da yolsuzluklarla ilgili düşündürücü bir yargı ortaya koyuyor.
Bunların yanı sıra E.Ö. “…. hırsızları” ve “Hırsızlar ki ne hırsızlar” diyerek konuşmalarında ciddi bir eleştiri dilinde bulunmakta. Burada geçen “hırsızlar” ifadesi, İBB’nin içindeki yolsuzlukları ve o dönemdeki idarecilerin eylemlerini gözler önüne seriyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde yaşanan bu yolsuzluk ve rüşvet iddiaları, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, hukuk sisteminin bu meseleyi nasıl ele alacağı merak konusu olmaya devam ediyor. Özellikle şoför Servet Yıldırım’ın konuşmalarında geçen yüksek meblağlar ve “acemi hırsızlar” ifadesi, toplumda yolsuzluk izlenimini pekiştiriyor.
Ülkenin yönetiminde yer alan önemli şahısların adlarının geçtiği bu tür diyaloglar, kamu denetimi ve şeffaflık konularında ciddi tartışmalara yol açabilir. Bu olaylar ışığında, İstanbul’daki idarî yapının nasıl bir dönüşüm yaşayacağı merakla bekleniyor.
Sonuç olarak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde meydana gelen bu yolsuzluk iddiaları, sadece belirli kişilere değil, aynı zamanda şehrin yönetiminde yer alan birçok aktöre de dikkat çekiyor. Bu durum, hukukî süreçlerin yanı sıra kamuoyunun da dikkatini gelecekteki yeniliklere ve değişimlere odaklamasına sebep olacaktır. Yolsuzlukları araştıran yetkililerin, bu telefon tapeleri dâhil olmak üzere elde edilen tüm bulguları titizlikle ele alması gerekiyor. Kamusal alanın temizlenmesi için bu tür süreçlerin şeffaf ve adil bir şekilde yürütülmesi kritik bir önem taşıyor.
Bu gelişmeler ışığında, İstanbul’da yaşanan yolsuzluklar ve rüşvet skand