“`html
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik olarak gerçekleştirilen “yolsuzluk” operasyonunda, zanlıların özellikle İBB’ye ait açık hava reklam mecraları üzerinden büyük bir vurgun yaptığı ortaya çıktı. Bu yolsuzlukların toplamda milyarlarca lirayı bulduğu öğrenildi. İhalelerin sürekli aynı firmalara verildiği ve rüşvet paralarının İBB Spor Genel Müdürü Fatih Keleş ile Ekrem İmamoğlu’nun çantacısı Vedat Şahin’e elden teslim edildiği bilgisi dikkat çekiyor. İkiliye ait para dolu çantalarla toplantılara girerken çekilen görüntülerin de bu soruşturma dosyasına dahil edildiği bildirildi. 2021 yılında reklam sektöründe faaliyet gösteren Sedat Kapudağı isimli bir reklamcının yaptığı ihbarla başlayan soruşturmada, İçişleri Bakanlığı tarafından 245 sayfalık bir tevdi raporu hazırlandı.
16 Ağustos 2024 tarihinde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın raporu almasının ardından, soruşturmanın kapsamı genişledi. Çıkar amaçlı suç örgütünün açık hava reklam sektöründe özellikle Kültür A.Ş. ve bir kısım Medya A.Ş. ihalelerinde yolsuzluk yaptığı ve bu şekilde yasal olmayan paylaşımların toplamda 68 milyar liraya ulaştığı öğrenildi. Yolsuzlukların, İmamoğlu’nun 1. halkasında yer alan örgüt yöneticileri tarafından organize edildiği belirtilmektedir. Bu suç örgütünün başında Medya A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ongun’un olduğu, Ongun’un bu süreçte Kültür A.Ş. Yönetim Başkanı Gürkan Akgün, Kültür A.Ş. Genel Müdürü Serdal Taşkın ve İpek A.Ş. Genel Müdürü İpek Elif Atayman ile birlikte hareket ettiği tespit edilmiştir.
Açık hava reklam ihalelerinin büyük bir oranının, suç örgütü içerisinde yer alan dört odağı arasında paylaştırıldığı tespit edildi. Bu firmalar arasında Hüseyin Köksal’a ait BVA Medya A.Ş. ve Urban Medya A.Ş., Murat Kapki’ye ait MSO Reklam A.Ş. ve Sin Medya A.Ş., Eyüp Subaşı’na ait Panofekt, Gençpopülistmedya ile İlbak Holding’e ait 3. Mecra, Kentvizyon A.Ş. ve Vizyonkent A.Ş. bulunmaktadır. Bu firmaların yolsuzluk faaliyetlerinin, suç örgütü tarafından nasıl yönetildiği detaylı bir biçimde araştırıldığı ifade edilmektedir.
Soruşturmanın ilerleyen aşamalarında, İBB’ye yönelik yapılan bu yolsuzluk iddiaları sadece mali açıdan değil, aynı zamanda siyasi açıdan da büyük bir yankı uyandırmıştır. İmamoğlu ve ekibi, bu iddialar karşısında ne tür açıklamalar yapacakları da merak konusu olmuş, kamuoyunda bu mesele üzerine çeşitli tartışmalar başlamıştır. Özellikle açık hava reklam sektörünün denetimi ve yönetimi, kentteki reklam politikalarının nasıl şekillendiği konusunda ciddi sorgulamalara neden olmuştur.
Soruşturmanın başlangıç noktası olan Sedat Kapudağı’nın ihbarı, birçok kişi için bir cesaret örneği oluşturmuş, diğer ihbarcılar için de bir siyasi ve sosyal güven ortamı doğurmuştur. İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı rapor, kamuoyunun dikkatini çekerek daha geniş bir inceleme yapılmasına olanak sağlamıştır. Sonuç olarak, bu süreçte yolsuzlukların açığa çıkarılması, sadece İBB’nin değil, yerel yönetimlerin tümünde şeffaflığın sağlanması adına büyük bir fırsat olarak değerlendirilmiştir.
Operasyonun detaylarının ortaya çıkması, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yöneticileri için ciddi bir tehdit oluşturmuş; aynı zamanda, bu tür yolsuzlukların önüne geçilmesi adına atılacak adımların önemini tekrar gün yüzüne çıkarmıştır. Yolsuzlukların önüne geçebilmek için, denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi, şeffaflık ilkelerinin dikkate alınması ve kamuoyunun bilgilendirilmesi gerekliliği ön plana çıkmayı başarmıştır. Bu tür yolsuzlukların ortaya çıkarılması, diğer belediyelerde de benzer incelemelerin yapılması gerekliliğini doğurmuştur.