İBB’deki Rüşvet Çarkı: Ekrem İmamoğlu İle Başlayan Skandal

2019 yılının yerel seçimleri sonrasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) yönetimini devralan Ekrem İmamoğlu’nun yönetimi, beklenmedik bir şekilde rüşvet skandallarıyla sarsıldı. Bu süreçte, kamuoyunda “tasarım bedeli” adı altında yürütülen bazı projelerin aslında rüşvet çarkının bir parçası olduğu iddiaları gündeme geldi. İmamoğlu’nun, İBB’nin yönetiminde yaptığı değişikliklerin ve uygulamalarının arka planında yatan bu karanlık ilişki ağı, hem siyasi hem de sosyal açıdan büyük yankı uyandırdı.

Ekrem İmamoğlu, 23 Haziran 2019 seçimlerinde İBB Başkanı olarak göreve geldiğinde, özellikle şeffaflık ve hesap verebilirlik konularında büyük vaatlerde bulunmuştu. Ancak, göreve gelmesinin ardından geçen süre zarfında ortaya çıkan rüşvet iddiaları, toplumda bu vaatlerle ilgili ciddi bir güvensizlik yarattı. İlgili birimlerin ve müfettişlerin yaptığı incelemelerde, tasarım bedelleri üzerinden gerçekleştirilen bir takım mali usulsüzlükler tespit edildi.

Tasarım Bedeli ve Rüşvet İlişkisi

Tasarım bedeli, genellikle çeşitli projelerin tasarım aşamasında yapılan harcamaları karşılamak amacıyla alınan bir ücret olarak bilinir. Ancak bu uygulama, İBB yönetimi altında farklı bir boyuta taşındı. Gelen iddialara göre, tasarım bedeli adı altında, belirli şahıslara ve şirketlere altına imza konulmadan, yüksek meblağlar ödenerek rüşvetin döndüğü öne sürüldü. Yerel yönetimler söz konusu olduğunda, şeffaflık ve adalet ilkelerinin öncelikli olması beklenirken, yaşanan bu durum, kamuoyundaki güveni zedeledi.

Özellikle kentleşme projeleri, altyapı çalışmaları ve kentsel dönüşüm uygulamaları gibi birçok alanda gündeme gelen tasarım bedeli ödemeleri, dikkat çekti. Elde edilen belgeler, bazı projelerin gerçek maliyetinin oldukça yüksek olduğunu ve bunun yanında, söz konusu bedellerin aslında rüşvet amacıyla kullanıldığını gösteriyor. Bu tür uygulamaların, İBB’nin bütçe dengelerini olumsuz yönde etkilediği ifade ediliyor. Böylece, İBB’nin kaynaklarının israf edilmesi ve kayıtdışı gelirlerin oluşması gibi ciddi sorunların bir araya gelmesi, sosyal bir sorun haline geldi.

İlk İddialar ve Gelişmeler

İlk olarak, İmamoğlu’nun İBB Başkanlığı’nı devralmasının hemen ardından ortaya çıkan iddialar, çeşitli medya organlarında yankı bulmaya başladı. Gelişmeler, Türkiye’nin önde gelen gazetelerinden birinde yayınlanan bir haberle su yüzüne çıktı. Haberde, İBB Yönetimi’nin, bazı şirketlerle yaptığı tasarım işlerinde yüksek bedeller ödendiği belirtilerek, bu ödemelerin rüşvetin asıl kaynağı olduğu iddia ediliyordu. İlgili belgelerin ve tanıkların ibra ettiği bilgiler, durumu daha da kötüleştirdi.

Bu noktada, İBB içerisindeki bazı yöneticilerin ve departmanların isimleri de gündeme geldi. Kimi iddialarda, İBB’deki bazı yöneticilerin, belirli inşaat firmalarıyla olan ilişkilerini kullanarak, kendi faydaları doğrultusunda hareket ettikleri, buralardan maddi menfaat sağladıkları öne sürüldü. İddiaların artmasıyla birlikte, İBB meclisinde tartışmalar şiddetlendi. İmamoğlu’na yönelik eleştiriler arttı ve halk nezdinde oluşan güvensizlik, siyaset sahnesinin en çok konuşulan konularından biri haline geldi.

Halkın Tepkisi ve Siyasi Etkileri

Bu rüşvet iddiaları, halk arasında büyük bir tepkiye yol açtı. İnsanlar, kendilerine vaad edilen şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerinin ihlal edildiğini düşündükleri için İBB yönetimine karşı öfke hissetmeye başladılar. Sosyal medyada yaratılan