İstanbul’da Şehzadebaşı Camii’nde yaşananlar, Türkiye’nin çeşitli kesimlerinde tartışmalara yol açtı. Olayın merkezinde yer alan Ahmet Bostancı, ‘Camilerimize sahip çıkıyoruz Allah’ın izniyle’ mesajını paylaşarak medyada röportaj veren bir isim olarak dikkat çekti. Ancak, Bostancı’nın 10 Kasım’da Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret ettiği gerekçesiyle gözaltına alındığı bilgisi, olayın ciddiyetini artırdı. Bu durum, sosyal medya ve haber kanallarında yankı buldu.
İstanbul’un Saraçhane Meydanı’nda bulunan Şehzadebaşı Camisi’nde tarihi mezar taşlarının kırıldığına dair görüntüler yayımlanınca, bu durum İBDA-C’nin gençlik örgütü olan Büyük Doğu Akıncıları Gençlik Teşkilatı’nın iftar programını iptal etmesine neden oldu. Gençlik örgütü, cami önünde bir eylem düzenleyerek duruma tepki gösterdi.
Eylem sırasında, İstanbul’daki Şehzadebaşı Camii’ne gelen bir grup İBDA-C’li genç, tekbir getirerek “Cenk, cihat, şehadet!” sloganları attı. Bu sloganlar, dini bir bağlamda ve protesto amacıyla yüksek sesle haykırıldı. Eylem, Türkiye’deki dini hassasiyetleri ve toplumsal duyarlılıkları bir kez daha gün yüzüne çıkardı.
SÖZCÜ TV’de Para Politika programını sunan Özlem Gürses, yapılan eylemde yer alan Ahmet Bostancı hakkında önemli bir bilgiyi paylaştı. Gürses’in açıklamasına göre, Ahmet Bostancı, 10 Kasım’da Atatürk’e hakaret etmekten gözaltına alınmıştı. Bu durum, Bostancı’nın eylemdeki varlığını daha da tartışmalı hale getirdi.
SARAÇHANE’DEKİLERE COP VE GAZ, İBDA-C ÜYELERİNİN SIRTINI SIVAZLAYARAK UZAKLAŞTIRMA
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınarak tutuklanmasının ardından, Saraçhane’deki buluşmalar polisin sert müdahalesine sahne oldu. Olaylar sırasında, İBDA-C üyeleri, çeşitli yerlerde küfürler savurarak ve kız öğrenci yurtları önünde tekbirler getirerek dikkat çekti. Bu eylemler, İstanbul sokaklarında gergin anların yaşanmasına neden oldu. Polis, zaman zaman müdahalelerde bulunarak grupları dağıtmaya çalıştı.
Ancak, bazı durumlarda polis, eylemci İBDA-C üyelerinin sırtını sıvazlayarak alandan uzaklaştırmayı tercih etti. Bu durum, bazı kişiler tarafından ‘hoşgörülü bir yaklaşım’ olarak yorumlansa da, diğerleri tarafından tepkiyle karşılandı. Polis müdahalesinin nasıl şekillendiği, toplumda farklı görüşlerin ortaya çıkmasına neden oldu. Bazı vatandaşlar, polis şiddetini eleştirirken, bazıları ise yapılan müdahalelerin gerekli olduğunu savundu.
Sonuç olarak, İstanbul’daki bu olaylar, toplumsal gerilimlerin ve dini hassasiyetlerin nasıl şekillendiğine dair önemli bir örnek teşkil ediyor. Ahmet Bostancı’nın durumu ve İBDA-C grubunun eylemi, Türk toplumunun farklı kesimlerinin görüşlerini ve reaksiyonlarını mercek altına alıyor. Ülkenin mevcut siyasi iklimi ve sosyal dinamikleri içerisinde, bu tür olayların nasıl daha fazla gündeme geleceği merakla bekleniyor.