1997 yılında Koreli nişanlısı Gonca İlter’in uyuşturucudan ölümüne sebep olan Renç Armağan Haktanır, 2007’de üvey babası Yılmaz Alemdaroğlu’nu yaralayarak gündeme gelmiştir. 2008 yılında ise annesi Figen İskeçe’yi öldüren ve kız kardeşi Sevda Alemdaroğlu’nu yaralayan Haktanır, uzun yıllar cezaevinde kalmıştır. İTÜ Devlet Konservatuvarı mezunu olan Haktanır, olayların ardından çeşitli suçlamalarla karşı karşıya kalmıştır. 12 Aralık 2018’de izinli olarak çıktığı cezaevinden kaçan Haktanır, 27 Aralık 2018’de anneannesinin evinde yakalanmış ve tekrar cezaevine gönderilmiştir.
Son olarak geçtiğimiz günlerde ikinci kez firar eden Haktanır, 17 Mayıs’ta İstanbul Taksim’de turizm polisi tarafından yakalanmıştır. Turizm polisleri, şüpheli bir kişiyi takibe alarak kimlik sorgusu yapmış ve sahte kimlik kullanıldığını tespit etmiştir. Parmak izi incelemesi sonucunda firari Haktanır’ın kimliği belirlenmiş ve tekrar cezaevine gönderilmiştir. Haktanır’ın bu kaçma girişimleri ve suçları medyada geniş şekilde yer bulmuş ve halk tarafından büyük bir tepkiyle karşılanmıştır.
Haktanır’ın cinayetler işleyerek cezaevine girmesinin ardından yaşadığı firarlar ve yakalanmaları, toplumda infiale sebep olmuştur. Suçlu profili ve şizofren olduğu ifade edilmiş olmasına rağmen kaçma girişimlerinin devam etmesi, kamuoyunda güvenlik endişelerine yol açmıştır. Haktanır’ın suçları üzerine yürütülen mahkeme süreci ve cezaevinden çıkma izinlerinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiği yönünde talepler yükselmiştir. Haktanır’ın serbest kalmasıyla tekrar suç işleme ihtimalinin bulunduğunu göz önünde bulundurarak, yetkililerin gerekli önlemleri almaları beklenmektedir.
Haktanır’ın şiddet olaylarına karışması ve kaçma girişimleri, toplumda genel bir endişe ve korku yaratmıştır. Haktanır’ın yakalanması ve tekrar cezaevine konulmasıyla birlikte halk arasındaki bu endişelerin bir nebze olsun hafiflediği gözlemlenmiştir. Ancak benzer durumlarda yaşanabilecek kaçma girişimleri ve suç olayları, kamu güvenliği açısından önemli bir konu olarak ele alınmaktadır. Haktanır’ın yaşadığı olaylar, toplumun suç ve ceza konularındaki duyarlılığına ve adalet sistemi üzerindeki baskısına dikkat çekmiştir.