Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı atarak subay andı okuyan Ebru Eroğlu isimli teğmen, Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) ihraç edilen beş teğmenden birisidir. Eroğlu, ordudaki görevine geri dönmek için hukuki yola başvurmuş ve dava açmıştır. Dava dilekçesinde, kendisinin Harbiye’ye birinci olarak girdiğini ve mezun olduğunu ifade eden Eroğlu, spor ve askeri eğitimdeki başarılarını da dile getirmiştir. Özellikle kayak, koşu ve atış gibi alanlarda birinci olarak askerlik kariyerine dair yeterliliğini vurgulayan Eroğlu, ayrıca komando kursunu da başarıyla tamamladığını belirtmiştir.
Eroğlu, dilekçesinde belirttiği gibi: “Kayakta, koşuda, atışta 1. oldum, dalgıç sertifikası aldım. Erkeklerin katıldığı komando kursunu 58. bitirdim. Bakanlık beni başarılarımdan dolayı İtalya’daki silahlı çatışma yarışmasına gönderdi.” ifadeleri ile başarılarının altını çizmektedir. Eroğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne olan bağlılığını “Devletime yakışır bir Harbiye’li olmaya çalıştım. TSK’ya derinden bağlıyım. Disiplinsizlik kastım olamaz.” diyerek dile getirmiştir.
Davanın detaylarına bakıldığında, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ve 11 avukat tarafından hazırlanan dilekçede, teğmenlerin andı okuma eyleminin mezuniyet töreninin bitiminden sonra gerçekleştiği, dolayısıyla herhangi bir disiplin sorunu yaratmadığı ifade edilmiştir. Özellikle bu tören sırasında ve sonrasında, teğmenlerin Kara Harp Okulu’nun emir ve komutasından ayrılmış olarak mehil müddet izninde olduğu belirtilmiştir. Bu noktada, andın içeriğinin herhangi bir olumsuz ifade içermediği ve TSK’nın itibarına zarar vermediği de idare tarafından belirtilmiş olup, 2022’ye kadar bu andın resmi törenlerde okunmaya devam ettiğine vurgu yapılmıştır.
Dilekçede, Andın okunmasından sonra devlet veya TSK’nın itibarına zarar verilip verilmediği sorusu gündeme gelmektedir. “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” ifadesinin bir disiplinsizlik teşkil etmediği ve Atatürk’ün değerlerinin tartışmasız bir ortak değer olarak kabul edildiği vurgulanmıştır. Bu bağlamda, 1995’ten 2023’e kadar resmi törenlerde okunan bu metinlerin toplumda herhangi bir karşıtlık yaratmadığına inanan avukatlar, olayın ezen ve yenen yönlerini de sorgulamaktadır. Özellikle Eroğlu ve diğer teğmenlerin andı her zamanki gibi tören sırasında okumaları durumunda bu konunun tartışma yaratıp yaratmayacağı sorulmuştur.
Ayrıca, toplumun büyük bir kısmının teğmenlerin eylemi nedeniyle devletin ve TSK’nın itibarının zedelenmediğine dair kamuoyu yoklamalarındaki sonuçların yüzde 90 oranında destek verdiği de literatürde yer almaktadır. Bu durum, kamuoyunun bu tür olaylara bakışının ne denli güçlü olduğunu göstermektedir. Eroğlu, her ne kadar eylemleri nedeniyle orduyla bağlantısını kaybetmiş olsa da, diğer teğmenlerle birlikte geri dönmek adına başlattığı hukuki süreç, mücadelesinin devam ettiğinin bir göstergesidir.
Davada, Ebru Eroğlu, benzer durumdaki diğer teğmenlerle birlikte, adaletin yerini bulmasını umut ederek, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde tekrar yer almak istemektedir. Geri dönme arzusu, yalnızca bir bireysel hedef değil, aynı zamanda bir kolektif istem olarak değerlendirilmektedir. Bu durumun, hem askeri disiplin hem de kamusal algı üzerinde yaratabileceği etki, ilerleyen günlerde daha da belirginleşecektir. Toplumun büyük bir kesiminin