6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremler, Türkiye’nin güneydoğu bölgesinde büyük yıkımlara yol açmıştı. Bu yıkımlardan biri de Hatay iline bağlı Kırıkhan ilçesinde gerçekleşmiştir. Kırıkhan’da bulunan Cumhuriyet Mahallesi’nde yer alan Yağmur Apartmanı, depremin etkisiyle yıkılmış ve bu trajik olay sonucunda 26 kişi hayatını kaybetmiştir. Bu felaketin ardından, Kırıkhan Cumhuriyet Savcılığı olayla ilgili derhal bir soruşturma başlatmıştır.
Soruşturma neticesinde, hazırlanan iddianame doğrultusunda 8 kişi hakkında “Taksirle ölüme ve yaralanmaya sebep olma” suçundan 15 yıla kadar hapis cezası talep edilmiştir. Bu durum, inşaat güvenliği ve denetimleriyle ilgili tartışmaları da beraberinde getirmiş, halk arasında büyük bir infial yaratmıştır. Olayın faillerinin bulunması ve gerekli hukuki süreçlerin başlatılması, depremin neden olduğu zihinlerdeki korkuların biraz olsun azalmasını sağlamayı amaçlamaktadır.
İddianamede adı geçen kişilerden biri de inşaat mühendisi Mehmet Yunus’tur. Kendisi, geçtiğimiz günlerde Şişli’de gerçekleştirilen bir operasyonla Aranan Şahıslar Büro Amirliği ekipleri tarafından gözaltına alınmıştır. Mehmet Yunus’un, soruşturma çerçevesinde 44 ayrı arama kararının bulunduğu öğrenilmiştir. Bu durum, şahsın savcılık tarafından önemli bir şüpheli olarak görüldüğünü göstermektedir.
Mehmet Yunus’un gözaltına alınmasının ardından yapmış olduğu ilk işlemler için Asayiş Şube Müdürlüğü’ne götürüldüğü belirtilirken, burada gerçekleştirilen işlemlerinin ardından Şişli İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne sevk edildiği ifade edilmiştir. Şüpheli, burada da işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edilmiştir. Bu süreç, kamuoyunda adalet mücadelesinin işleyişi hakkında biraz daha bilgi sahibi olunmasını sağlamaktadır.
Yağmur Apartmanı ile ilgili olarak açılacak ilk duruşmanın tarihi ise 13 Şubat 2025 olarak belirlenmiştir. Bu tarihten itibaren, adalet sisteminin nasıl bir işleyiş göstereceği ve dava sürecinin nasıl gelişeceği merakla beklenmektedir. Halk, özellikle depremzede ailelerinin yaşadığı sıkıntılar ve kayıplar açısından adaletin tecelli etmesini ummaktadır. Dava sürecinde yaşanacak gelişmeler, kamuoyunun da yakından takip edeceği bir konu olmaya devam edecektir.
Bu tür doğal felaketler sonrasında ortaya çıkan ihmal ve yanlış uygulamaların sonuçları, toplumun her kesimini derinden etkilemektedir. Kırıkhan’da yaşanan bu trajedi, hem resmi otoriteleri hem de inşaat sektörünü ciddi anlamda sorgulama gereksinimi içerisine itmiştir. Gelecek dönemde, benzer olayların yaşanmaması için alınacak tedbirler ve yapılacak düzenlemelerin ne olacağı ise ayrı bir tartışma konusudur. Deprem güvenliği ile ilgili yasaların ve uygulamaların yeniden gözden geçirilmesi, toplumda olası bir güven kaybının önlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır.